Hoş ve bereketin ile geldin ya şehr-i Ramazan! (Replay-Replay)
Hep derlerdi de, “Ramazan ayı bereketi ile gelir diye” inanmazdım nedense. Ama 2019 yılının miladi takvimi, 6 Mayısı gösterdiği gün benim için buna inanmak artık farz oldu diyebilirim. Biliyorum, belki kızanlarınız olacak, ama birincisi GS önemli bir galibiyet alarak Amiral olmaya ve beşinci yıldızı takmaya biraz daha yaklaştı. Asıl önemli olan ikincisi ise, çok sevgili üstadımız Kadir MISIRLIOĞLU, namı diğer “SERPUŞ”luyu kaybettik.
Hocamız’ın mutaassıpça, Yunan’a olan taassupunu az çok hepimiz biliyoruz ve kendisi, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında yenilikçi harekâtın Yunan’a ve Emperyalizme karşı olan zaferini ve bu zafer sonrasında tesis etmiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni pek haz etmezdi. Hiç çekinmeden, yıllarca bunu alenen dile getirdi ve "Keşke Yunan galip gelseydi" - "Türkçüler, Ziya Gökalp'i adam zanneder, bir Yahudi'nin sistemini Türkiye'ye adapte etmiştir" gibi daha birçok akla hayale sığmayacak sözler sarf etti.
Neyse, burada olayı daha fazla dallandırıp budaklandırıp uzatmak istemem. Ama doğaya ve Yaradan’a, zamana yayılarak çürümeye meyilli bu fosseptiğin yok oluş sürecini hızlandırarak, tümden yok etmek adına, kendisini aramızdan çekip aldığı için teşekkür ederim.
Sepuş’lunun kendisine de, gürgenin bol olsun diyerek aşağıdaki ayeti hatırlatıyorum.
"Ve hiç şüphe yok, onların tümünün buluşma yeri cehennemdir." Hicr Suresi, 43. Ayet
Az sonra buraya ölüye saygınız yok mu diyecek arkadaşlar üşüşeceği için onlara, vakti zamanında kendilerinin haz etmedikleri ölmüşler için yaptıklarını, bu mevtanın dile aldıklarını hatırlatarak, her bir bireyin bu dünyadan hak ettiği gibi ebediyete uğurlanacağını hatırlatarak, hepinizin mübarek Ramazan ayını kutluyorum. Allah'ım, iki dileğim vardı ve her ikisini de kabul eyledin. Bunun için sana şükürler olsun ve bir kulun olarak senden “son” bir dileğim daha var, sen mevzuyu biliyorsun Yarabbim. Amin!