Her ne kadar bu kitabın farklı isim çevirilerinin hepsinde spoiler verilse bile (öteki ben, ikiz, ikinci kişilik gibi) yine de uyarımı yapayım. İncelememde spoiler bulunur. Zaten daha ilk sayfalarda kitabın ismi sayesinde her şey kabak gibi ortaya çıkıyor. Spoiler yeme tehlikesi yaşanacak bir kitap değil pek. Ayrıca henüz okumamış ya da izlememiş kişileri de uyarayım. Fight Club hakkında da spoiler bulunuyor.
Doğruluk timsali, tüm erdemlerin vücut bulmuş hâli ve maskeyi sadece maskeli balolarda takan 9. dereceden memurumuz Golyadkin, sıradan biri olduğunu bilen ama en ön sıradan olduğunu düşünen biri. Kendisiyle hiç alakası olmayan insanların arasına karışmayı ve erdemlerinin, sıradanlığının bu çevre tarafından takdir edilmesini bekleyen biri. Bir davet sırasında içeriye alınmaması ve akabinde davete gizlice girmesi sonrasında yaşadığı utançla davetten kaçarak koştuğu köprüde kendisine tıpatıp benzeyen ikinci Golyadkin ile karşılaşmasını anlatılıyor Öteki kitabında. Bu karşılaşmadan itibaren ikinci Golyadkin'in asıl kahramanımızın adını, evini, işini, onurunu yani kısaca her şeyini ele geçirmesini, iki Golyadkin'in çekişmelerini ve uzlaşma çabalarını okuyoruz. Kitap şizofreni ve doppelganger hakkında olsa bile yer yer Gogol'un sık sık kullandığı fantastik akımına da kayıyor. Golyadkin'in ikinci kişiliğinin başka karakterler tarafından başka bir anlam çıkarılamayacak şekilde doğrulandığı yerler mevcut. 'Acaba ben mi yanlış anladım,' diye bitirdikten sonra bu konu hakkında ufak bir araştırma yaptım ama bu konuda tartışmalar hâlâ sürüyor. Dostoyevski bunu ne amaçla bazı yerlerde yapmış, net bir şey yok maalesef.
Tabii şizofreni denilince bugün akla gelen ilk eserlerden biri olan Fight Club'ın bu eserle aynı muhabbetlerde sık geçmesi oldukça normal. Hem ağır şekilde Dostoyevski hayranı hem de Fight Club aşkını bedenine kazıtmış biri olarak ben de bu konu hakkında bir iki kelime etmeden geçmek istemem. Evet, benzerlikler mevcut. Kendisine dayatılan sınırların dışına çıkmayan, kurallara uyan, kadınlarla anlaşamayan, çekingen, olduğu insandan farklı şekillerde olsa bile sıkılan ve hastalıkları sebebiyle kendilerine tamamen zıt bir ikinci kişilik yaratan asıl Golyadkin ve Anlatıcı ile kural yıkıcı, istediğini almak için her şeyi yapan, cüretkar ve kadınları hor gören, kalplerini kıran ikinci Golyadkin ve Tyler arasında benzerlikler kesinlikle var. İkinci kişiliklerin ortaya çıkmasıyla beraber asıl kahramanların hayatlarının tepetaklak olması da benzer. Bunları yadsımıyorum. Ama 'Fight Club'ın başına by Dostoyevski yazmak lazım' gibi birkaç yoruma denk geldim ki buna kesinlikle katılmıyorum. Şizofreni, Öteki'nin tümünü kaplayan bir konudur. Fight Club'da ise bir twist ending'dir. Fight Club'ın başına by Dostoyevski yazmak Fight Club'ı tamamen şizofreniye indirgemek ve türlü konularda yaptığı tespitleri ve verdiği mesajları iç etmektir. Bu da saçmalığın daniskasıdır. Bir elime Öteki kitabını, diğer elime Fight Club'ı alarak söyleyeni tokatlama isteğimi göklere çıkarmaktadır.
Peki Dostoyevski ilk kitabında Rus halkının yaşadığı yoksulluğu, sefaleti iki karakterinin mektuplaşması şeklinde aktarmayı seçerken, ikinci kitabında neden böylesine farklı bir konu seçmiştir?
Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, kitapları basılmadan önce inceleyen, gerekli görürse basılmasına izin vermeyen, belli yerleri budadıktan sonra basılmasına müsaade eden ya da hiçbir sıkıntı olmasa bile bazen bir tek kendilerinin bildiği sebeplerden ötürü bekleten Sansür mekanizmasına takılmış ve hemen basılamamıştır. Dostoyevski, ilk başlarda Rusya'nın en ünlü eleştirmeni Belinski'nin her ortamda dehasını övmesinden ve Belinski ve Nekrassov ile beraber halkın yüksek kesimlerinin bulunduğu ortamlara ve gecelere akarken gördüğü ilgiden sarhoş olmuş ve haz duymuştur. Ancak biraz zaman geçmesiyle birlikte hem Sansürden bir türlü izin çıkmaması ve İnsancıklar'ın basılamamasının verdiği stres hem de girdiği ortamlarda yazarlar hakkında sarfedilen 'ayaktakımı' gibi ifadeleri duymasıyla aslında o ortama ait olmadığının ortaya çıkacağını düşünmesi ve ötekileşme korkuları kendini göstermiş, Dostoyevski'nin zafer sarhoşluğunun yerini üzüntü almıştır. Kardeşine yazdığı mektuplarda 'bizimkiler' diye adlandırdığı gruptan biri olan Belinski'nin sürekli kart oynaması, ortamlarda Dosto'nun ifadelerine karşı çıkmasıyla ve güzel, soylu bir kadının dehasını övmesi sonrası titremeye başlayan ve saatlerce kendine gelemeyen Dostoyevski hakkında, Nekrassov ve bana aşık dediği Turgenyev'in koşuklu bir yergi yazmasının ardından kendini iyice yalnız hissetmeye ve alaya alınmanın utancını dibine kadar yaşamaya başlamıştır. Bir gece odadakilerden birinin espri yaptığı ve odadaki herkesin bu espriye güldüğü sırada odaya giriş yapan Dostoyevski bunu kendi üzerine alınmış ve ortamı terk etmiştir. Onu bulan Turgenyev 'Neyiniz var Dostoyevski?' diye sorar ve aldığı cevap şu olur:
"Tanrım! Çekilmez bu! Nerede bulunsam benimle alay ediliyor. Beni görür görmez nasıl gülmeye başladığınızı iyice gördüm!"
Tıpkı düzenlenen yemekte uşaklar tarafından geri çevrilip, yemeğe gizlice katıldıktan sonra herkesi kendine güldüren, rezil olduktan sonra orayı terkeden ve köprüde ikinci kişiliğiyle karşılan Golyadkin gibi, Dostoyevski de benzer bir olay sonrası daha İnsancıklar kitabı basılmadan Öteki'yi yalnızlık, hırs ve utanç duyguları içinde kaleme almaya başlamıştır. Asıl Golyadkin'de kendini ve erdemlerini anlatıyor, ikinci Golyadkin'de ise girdiği çevre tarafından ilk başlarda ilgi odağı olmasından haz duyan ve sarhoş olan tarafını.
Öteki basıldıktan sonra Dostoyevski büyük eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirilerin en büyük nedeni, Dostoyevski'nin ilk kitabında eleştirmesine rağmen İnsancıklar'a hakim olan Gogol'un, Öteki'de etkisini iyice arttırmasıdır. Öteki kitabı Gogol'un Burun adlı kısa öyküsünün kendini tekrar ederek uzatılmış, sıkıcı, dahice bir kopyası olarak görülmüştür. Bu benzerlik o kadar fazladır ki her iki kitabı elinde bulunduran iki dakika açıp bakabilir. Öteki'nin başlangıcı ile burnunu kaybeden binbaşı karakterinin giriş bölümü neredeyse birebir aynıdır. Ayrıca Gogol'un 'Bir Delinin Anı Defteri'ndeki müdürünün kızıyla hayaller kuran deli karakteri ile Golyadkin ve Klara Olsufyevna arasındaki ilişkide de benzerlik oldukça fazladır. Gogol'a bu sefer eleştiri getirmese ve atıfta bulunmasa bile Puşkin'e olan hayranlığını yine boş geçmemiş Dosto. Bu kitabı Dostoyevski'nin edebiyat yaşantısına uyarlarsak öznel görüşüm asıl Golyadkin Puşkin ise, ikinci Golyadkin Gogol'dur. Doğru ve muhteşem bulduğu ama etkisiz Puşkin, eleştirdiği ama etkisinden asla kaçamadığı ve her şeyini, kalemini ele geçiren Gogol.
Tüm günahlarına ve bence ilk kitabının vuruculuğuna da sahip olmamasına rağmen Dostoyevski'nin tüm kitapları baz alındığında ve bu kitapta yapılan psikolojik tahlillere bakıldığında Dostoyevski'nin başlangıç noktası İnsancıklar yerine rahatlıkla Öteki olarak alınabilir. Freud'u bile coşturan tespitleri yaparken daha tek bir kitabı basılmamış, yirmili yaşlarının henüz başında birini okuduğunuzu unutmayın.
İyi okumalar.