Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

188 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Her ne kadar bu kitabın farklı isim çevirilerinin hepsinde spoiler verilse bile (öteki ben, ikiz, ikinci kişilik gibi) yine de uyarımı yapayım. İncelememde spoiler bulunur. Zaten daha ilk sayfalarda kitabın ismi sayesinde her şey kabak gibi ortaya çıkıyor. Spoiler yeme tehlikesi yaşanacak bir kitap değil pek. Ayrıca henüz okumamış ya da izlememiş kişileri de uyarayım. Fight Club hakkında da spoiler bulunuyor. Doğruluk timsali, tüm erdemlerin vücut bulmuş hâli ve maskeyi sadece maskeli balolarda takan 9. dereceden memurumuz Golyadkin, sıradan biri olduğunu bilen ama en ön sıradan olduğunu düşünen biri. Kendisiyle hiç alakası olmayan insanların arasına karışmayı ve erdemlerinin, sıradanlığının bu çevre tarafından takdir edilmesini bekleyen biri. Bir davet sırasında içeriye alınmaması ve akabinde davete gizlice girmesi sonrasında yaşadığı utançla davetten kaçarak koştuğu köprüde kendisine tıpatıp benzeyen ikinci Golyadkin ile karşılaşmasını anlatılıyor Öteki kitabında. Bu karşılaşmadan itibaren ikinci Golyadkin'in asıl kahramanımızın adını, evini, işini, onurunu yani kısaca her şeyini ele geçirmesini, iki Golyadkin'in çekişmelerini ve uzlaşma çabalarını okuyoruz. Kitap şizofreni ve doppelganger hakkında olsa bile yer yer Gogol'un sık sık kullandığı fantastik akımına da kayıyor. Golyadkin'in ikinci kişiliğinin başka karakterler tarafından başka bir anlam çıkarılamayacak şekilde doğrulandığı yerler mevcut. 'Acaba ben mi yanlış anladım,' diye bitirdikten sonra bu konu hakkında ufak bir araştırma yaptım ama bu konuda tartışmalar hâlâ sürüyor. Dostoyevski bunu ne amaçla bazı yerlerde yapmış, net bir şey yok maalesef. Tabii şizofreni denilince bugün akla gelen ilk eserlerden biri olan Fight Club'ın bu eserle aynı muhabbetlerde sık geçmesi oldukça normal. Hem ağır şekilde Dostoyevski hayranı hem de Fight Club aşkını bedenine kazıtmış biri olarak ben de bu konu hakkında bir iki kelime etmeden geçmek istemem. Evet, benzerlikler mevcut. Kendisine dayatılan sınırların dışına çıkmayan, kurallara uyan, kadınlarla anlaşamayan, çekingen, olduğu insandan farklı şekillerde olsa bile sıkılan ve hastalıkları sebebiyle kendilerine tamamen zıt bir ikinci kişilik yaratan asıl Golyadkin ve Anlatıcı ile kural yıkıcı, istediğini almak için her şeyi yapan, cüretkar ve kadınları hor gören, kalplerini kıran ikinci Golyadkin ve Tyler arasında benzerlikler kesinlikle var. İkinci kişiliklerin ortaya çıkmasıyla beraber asıl kahramanların hayatlarının tepetaklak olması da benzer. Bunları yadsımıyorum. Ama 'Fight Club'ın başına by Dostoyevski yazmak lazım' gibi birkaç yoruma denk geldim ki buna kesinlikle katılmıyorum. Şizofreni, Öteki'nin tümünü kaplayan bir konudur. Fight Club'da ise bir twist ending'dir. Fight Club'ın başına by Dostoyevski yazmak Fight Club'ı tamamen şizofreniye indirgemek ve türlü konularda yaptığı tespitleri ve verdiği mesajları iç etmektir. Bu da saçmalığın daniskasıdır. Bir elime Öteki kitabını, diğer elime Fight Club'ı alarak söyleyeni tokatlama isteğimi göklere çıkarmaktadır. Peki Dostoyevski ilk kitabında Rus halkının yaşadığı yoksulluğu, sefaleti iki karakterinin mektuplaşması şeklinde aktarmayı seçerken, ikinci kitabında neden böylesine farklı bir konu seçmiştir? Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, kitapları basılmadan önce inceleyen, gerekli görürse basılmasına izin vermeyen, belli yerleri budadıktan sonra basılmasına müsaade eden ya da hiçbir sıkıntı olmasa bile bazen bir tek kendilerinin bildiği sebeplerden ötürü bekleten Sansür mekanizmasına takılmış ve hemen basılamamıştır. Dostoyevski, ilk başlarda Rusya'nın en ünlü eleştirmeni Belinski'nin her ortamda dehasını övmesinden ve Belinski ve Nekrassov ile beraber halkın yüksek kesimlerinin bulunduğu ortamlara ve gecelere akarken gördüğü ilgiden sarhoş olmuş ve haz duymuştur. Ancak biraz zaman geçmesiyle birlikte hem Sansürden bir türlü izin çıkmaması ve İnsancıklar'ın basılamamasının verdiği stres hem de girdiği ortamlarda yazarlar hakkında sarfedilen 'ayaktakımı' gibi ifadeleri duymasıyla aslında o ortama ait olmadığının ortaya çıkacağını düşünmesi ve ötekileşme korkuları kendini göstermiş, Dostoyevski'nin zafer sarhoşluğunun yerini üzüntü almıştır. Kardeşine yazdığı mektuplarda 'bizimkiler' diye adlandırdığı gruptan biri olan Belinski'nin sürekli kart oynaması, ortamlarda Dosto'nun ifadelerine karşı çıkmasıyla ve güzel, soylu bir kadının dehasını övmesi sonrası titremeye başlayan ve saatlerce kendine gelemeyen Dostoyevski hakkında, Nekrassov ve bana aşık dediği Turgenyev'in koşuklu bir yergi yazmasının ardından kendini iyice yalnız hissetmeye ve alaya alınmanın utancını dibine kadar yaşamaya başlamıştır. Bir gece odadakilerden birinin espri yaptığı ve odadaki herkesin bu espriye güldüğü sırada odaya giriş yapan Dostoyevski bunu kendi üzerine alınmış ve ortamı terk etmiştir. Onu bulan Turgenyev 'Neyiniz var Dostoyevski?' diye sorar ve aldığı cevap şu olur: "Tanrım! Çekilmez bu! Nerede bulunsam benimle alay ediliyor. Beni görür görmez nasıl gülmeye başladığınızı iyice gördüm!" Tıpkı düzenlenen yemekte uşaklar tarafından geri çevrilip, yemeğe gizlice katıldıktan sonra herkesi kendine güldüren, rezil olduktan sonra orayı terkeden ve köprüde ikinci kişiliğiyle karşılan Golyadkin gibi, Dostoyevski de benzer bir olay sonrası daha İnsancıklar kitabı basılmadan Öteki'yi yalnızlık, hırs ve utanç duyguları içinde kaleme almaya başlamıştır. Asıl Golyadkin'de kendini ve erdemlerini anlatıyor, ikinci Golyadkin'de ise girdiği çevre tarafından ilk başlarda ilgi odağı olmasından haz duyan ve sarhoş olan tarafını. Öteki basıldıktan sonra Dostoyevski büyük eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirilerin en büyük nedeni, Dostoyevski'nin ilk kitabında eleştirmesine rağmen İnsancıklar'a hakim olan Gogol'un, Öteki'de etkisini iyice arttırmasıdır. Öteki kitabı Gogol'un Burun adlı kısa öyküsünün kendini tekrar ederek uzatılmış, sıkıcı, dahice bir kopyası olarak görülmüştür. Bu benzerlik o kadar fazladır ki her iki kitabı elinde bulunduran iki dakika açıp bakabilir. Öteki'nin başlangıcı ile burnunu kaybeden binbaşı karakterinin giriş bölümü neredeyse birebir aynıdır. Ayrıca Gogol'un 'Bir Delinin Anı Defteri'ndeki müdürünün kızıyla hayaller kuran deli karakteri ile Golyadkin ve Klara Olsufyevna arasındaki ilişkide de benzerlik oldukça fazladır. Gogol'a bu sefer eleştiri getirmese ve atıfta bulunmasa bile Puşkin'e olan hayranlığını yine boş geçmemiş Dosto. Bu kitabı Dostoyevski'nin edebiyat yaşantısına uyarlarsak öznel görüşüm asıl Golyadkin Puşkin ise, ikinci Golyadkin Gogol'dur. Doğru ve muhteşem bulduğu ama etkisiz Puşkin, eleştirdiği ama etkisinden asla kaçamadığı ve her şeyini, kalemini ele geçiren Gogol. Tüm günahlarına ve bence ilk kitabının vuruculuğuna da sahip olmamasına rağmen Dostoyevski'nin tüm kitapları baz alındığında ve bu kitapta yapılan psikolojik tahlillere bakıldığında Dostoyevski'nin başlangıç noktası İnsancıklar yerine rahatlıkla Öteki olarak alınabilir. Freud'u bile coşturan tespitleri yaparken daha tek bir kitabı basılmamış, yirmili yaşlarının henüz başında birini okuduğunuzu unutmayın. İyi okumalar.
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201921,9bin okunma
··
527 görüntüleme
Dimitrina okurunun profil resmi
Tam çok beğendim yazcaktım yorumda ki tartışmalara takıldım🧐Emeğinize sağlık güzel verimli bir paylaşım olmuş👍
Numan okurunun profil resmi
Okuduğunuz ve yorumda bulunduğunuz için ben teşekkür ederim Dimitrina Hanım. 👍
Eminkolnikov okurunun profil resmi
' Fıght Club aşkını bedenine kazıtmış biri olarak' Dövüş Kulübü'nün ilk kuralı neydi? Siz en büyük kuralı çiğnemişsiniz hocam. :)) Şaka bir yana incelemede karşılaştırmalar hep ilgimi çeker. Tekdüze, tiz incelemeleri pek okumam. Bu yüzden yazar hakkında bilginin, kitaptan kopmadan karşılaştırma ve kitap üzerine zorlukları, eleştirinin nedenleri gibi eklemelerle net bir inceleme olmuş.
Numan okurunun profil resmi
Hahaha. :D Tyler Durden'in zekice taktiği sağ olsun, bir şeyi ne kadar yasaklarsan, o kadar hızlı yayılır. Teşekkür ederim güzel yorumunuz ve okuduğunuz için. :)
Kaan okurunun profil resmi
Çok sağlam bir inceleme olmuş hocam. Dostoyevski üzerine incelemelerini yakından takip ediyorum. Ev Sahibesi kitabı var sanırım sırada, bakalım o kitaptaki fikirlerin benimkine benzer mi olacak :) Bu arada incelemede sıklıkla geçen Dövüş Kulübü'nu okumayı düşünüyordum. :)
Numan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler hocam. 🤘 Fight Club'ın manyağıyım biliyorsun. Ölümüne, taramalı gibi kitap okuyorsun. Bir türlü okumadın yüce başyapıtı. :)
4 sonraki yanıtı göster
Samet Ö. okurunun profil resmi
Nefis bir inceleme olmuş, şu kıyası(n saçmalığını) siz yapmasanız ben yapmayı düşünüyordum bir ara beni bu dertten kurtardığınız için de teşekkür ederim :)) Dostoyevski incelemelerinin devamını bekliyoruz hocam, nefis.
Numan okurunun profil resmi
Rica ederim, konu Fight Club olunca her zaman hocam biliyorsun. :) Okuduğunuz ve yorumunuz için ben teşekkür ederim. 🤘
Bu yorum görüntülenemiyor
Sezen B. okurunun profil resmi
Hem Dövüş Kulübü'nü hem de Öteki 'yi okumuş biri olarak yaptığınız karşılaştırmalı incelemeyi keyifle okudum. Emeğinize sağlık. :)
Numan okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Sezen Hanım. 🤘
Osman Y. okurunun profil resmi
Öncelikle elinize sağlık, çok sevdiğim bir kitap ve yazar da zaten çok seviliyor neredeyse hepimiz tarafından.. "Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır." demiş Kafka. "Hakikat , kafandaki hayatla yaşadığın hayatı bir yerde buluşturabilmektir" diyor Dücane Cündioğlu. İyi-kötü , doğru-yanlış , sevap-günah gibi bu liste uzatılabilir.. Şizofreni , çift karakter ve benzeri konular. Bilgim çok az olduğu için büyük laflar etmek istemem. Sadece dünyadaki her şeyin zıttıyla var olabildiğini ve tanımlanabildiğini biliyorum. Biz doğmakla beraber bölünmeye başlıyoruz. Aç-tok , kısa-uzun , geçici ya da kalıcı hallere bürünüyoruz ve değişimle birlikte farklılaşıyoruz. Sokağa çıkıyoruz farklı iki hayat tarzı çıkıyor karşımıza , okul , iş , insanlar , hep farklı bir yere doğru çekiyor bizi. Böylece şekilleniyoruz . İnsanın geri dönemediği kopuşlar var, birincisi doğmak , ikincisi ergenlik ve üçüncüsü aşk. İlk ikisi bütün insanlarda ortak ama üçüncüsü her insanda yaşanan bir durum değil, yaşansa da süreç ve sonuçlar çok kişisel. Böylece hayatımızın gidişatı belirleniyor. Fight Club filmi çok özel evet malum , kitabını da okumayı düşünüyorum yakında. Aslında edebiyat , sinema ve sanatın başlıca konusu bu zaten, insanı aramak.. "kendini tanı" meselesi.. Daha da uzatasım var ama çok oldu , teşekkürler :)
Numan okurunun profil resmi
Yok, yok çok olmadı hiç. Detaylı ve güzel yorumunuz için çok teşekkürler. Fight Club'ı da en kısa zamanda okumanız dileğiyle. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.