Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
‘Ben’in Bir Başkasına Dönmesi
Yüzünüz, sesiniz, boyunuz, vd. fiziksel özellikleriniz… Tüm bunlar sizin kimliğinizi oluşturan, size dair ‘kendiliği’ meydana getiren öğelerdir. Hatta yüzünüzdeki bir ben, doğum lekesi, çil, vs. nin de kişiliğiniz üzerinde etkisi vardır. Ve hatta kullandığınız gözlük ya da başka bir şey varsa bu bile sizin kişiliğinizin oluşumunda etkiye sahiptir. Daha farklı birisi olacakken olduğunuz kişi olmak, sahip olduklarınızın yani her şeyiyle sizi siz yapanların sonucudur. Çünkü görünen, dış dünyaya, yoruma ve etkiye açık olan her bir ürün, her bir sonuç (nihai somut hâl) karşılığında da bir tepki bir oluş meydana getirecektir. “İnsanın ruhu derisindedir.” Yüzdeki bir et benine yönelen bakış ve yorumlar, maruz kalanı diğer insanların düşünmediklerini düşündürüp, hissetmediklerini hissettirebilir. Başka bir açıdan bakarsak; yüzünde ciddi bir kusur ya da hasar meydana gelmiş biri, baskın, sosyal birisi olacakken, içe kapanık, pasif birisi olabilir. Tabi zor bir süreci aşıp daha kuvvetli, az yargılayan, kendiyle barışık birisi olarak çıkması da mümkün. Peki bu süreci aşamayıp sürekli garip bakışlara maruz kalan biriyse ne olabilir? İşte kitap baştan sona bu izi sürüyor. Yüzü bir kimya laboratuvarında deforme olan bir adamın psikolojisi, kendiyle savaşı, sevgisi, nefreti, zayıflıkları ve bir başkası olma durumu, maske ve makyaj üzerinden yürüttüğü felsefe ile anlatılıyor. Maske ve Maskele(n)mek Kullanışlı ve gerçekçi bir maske; yeni bir kimlik, bir başkası demek. Peki bu maske, sadece sınırsız özgürlük mü demek? Olanı gözlemeye yarayan bir araç mı? Ardına saklanılan bir maske, kimi zaman diğer görünmez maskeleri düşürmeye yarayabilirken, aynı zamanda durup düşünme, normal zamanda görünmeyeni görme imkânı da verebilmekte. Peki ya birbirine görünmez maskeleriyle oynayan insanlar, imkân olsaydı da yüze tam oturan ve sahte olduğu anlaşılmayan yüzler (maskeler) takarak günlük hayatlarını yaşayabilseydiler yani gerçekçi maske takmanın yasal ve yaygın olduğu bir maske toplumu olsaydı nasıl olurdu? Belki maskenin yani yeni kimliğin eskisini bastırarak kontrolü ele geçirdiği, sınırsız özgürlüğünde boğulan insanlar ve çürüyen bir toplum olurdu. Belki de herkesin kendini istediği gibi ifade ettiği, her düşündüğünü yaptığı-söylediği bir toplum… Bilinmez. Eserdeki karakterimiz bu konuya epey kafa yoruyor ve kendi tasavvurunu ortaya koyuyor. O tasavvurda insanın yıkıma dair dürtüleri daha ön planda çünkü temelinde ilaç olmaktan çıkan sonsuz özgürlük var. Maske duruma göre ilaç ya da kendini iyi hissettiren bir şey olabilir. Burada makyajla analoji kuruluyor. Makyajın, kendini makyajsız solgun, hasta hisseden kadınlara daha iyi hissettirdiğini, bu yüzden makyajı iyice özümseyen kadınların ondan vazgeçemez hâle geldiklerine değinirken, maskenin de tıpkı bunun gibi iyi hissettiren bir ilaç olabileceğini anlatıyor. Ancak riskli tarafı; onsuz yapamayacak kadar bağımlı hale gelmek. “…maskem yokken ben de sönük bir hayalet gibiydim. Maskeli halimse -ve maske aracılığıyla dokunabildiğim diğer dünya- çok daha gerçekçi geliyordu.” Yüz; dışarıya açılan, insanların sizi tanıdıkları kapı. Diğer azalarınız değişmese de bu kapı değiştiğinde zor tanınırsınız. Bu da sizi tanımlayanların, bir kalıba sokanların yargı ve beklentilerinden sıyrılıp yeni bir çevre oluşturabileceğiniz, yeni bir kimlik meydana getirebileceğiniz imkân demek. Hele de kullanışlı bir maskeye sahipseniz, bu sizi ancak içerideki ‘ben’in durdurabileceği sınırsız özgürlük imkânı da olabilir. ‘Ben’in bir başka kişiye dönüşebilme durumu, sayısız imkân ve ihtimalleri de beraberinde getiren enteresan bir durum. Katıksız iyi, tam bir kötü, zevk peşinde arsız bir hovarda, intikam hesabı tutan ve hesabı bir bir kapatan bir kindar ya da önceden yapamadıklarını yapmaya çalışan sıradan bir insan… Hepsi de mümkün. Burada karakterin seçtiği yol da ilginç. Planını, amacını anlattığı kısma geldiğimde kurguyu şöyle genel olarak düşününce aklıma Pedro Almodóvar geldi. Sanki bir Almodóvar filmi izliyormuşum gibi enteresan bir planın, ilginç bir kurgunun içinde buldum kendimi. Planın sonunun vardığı noktaya belki bu yüzden çok şaşırmadım belki de Abe biraz açık verdi. Ancak yine de sonu kötü değildi. Okuyucunun kendi tasavvurunda oluşan karaktere uygun bulduğu sonu işleyebileceği geniş bir manevra alanı bırakılmış. Belirgin bir sona alışkın olanlar da hayal kırıklığı yaşamayacaklardır. Kobo Abe’nin diğer romanı Kutu-Adam’da da izleme-izlenme, bir şeylerin ardına sığınarak-gizlenerek gözleme durumu vardı. Kutu-Adam bu kitaptan dokuz yıl sonra yayımlanmış. Ancak bu ortaklık, acaba bu konuya fazla mı kafayı taktı ya da bu konuda bir takıntısı var mıydı? sorularını akla getiriyor. Yoksa bu sadece toplumdan kaçışın bir başka yönü mü? “Aslında, sargıların gizleyici etkisine daha önceleri de kafa yormuştum. Evet, … başkaları tarafından görülmeyip, sadece gören tarafta olduğum için kendimi görünmez adama benzetmiştim.” Bu roman, tahlillerin ve fikir yürütmelerin olduğu psikolojik bir roman, Dostoyevsky, Kafka okumalarına dalmış birine yakışır bir eser. Abe’nin en meşhur romanı;
Kumların Kadını
Kumların Kadını
, ancak bu romanının bu kadar az duyulup az popüler olması ilginç. Sitede dahi bilinmiyor, en az okunan Abe kitabı, sadece yirmi bir kişi okumuş, ancak çok daha fazlasını hak ediyor. Açıkçası ben Kumların Kadını’ndan çok beğendim bu kitabını. O yüzden psikolojik roman sevenlere tavsiye ediyorum, pişman olmayacaklardır. (8.5/10)
Başkasının Yüzü
Başkasının YüzüKobo Abe · Monokl Yayınevi · 2018320 okunma
··
624 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık Emin Hocam. Fiziksel özellikler ve karakter üzerindeki etkileri, maskeler, insanın ruh hali... Bunlar bile başlı başına ilgimi çekmek için yeterli. Sayenizde yeni yeni kitaplar tanıyoruz. Fırsat bulduğumda okumak istiyorum bende. Teşekkür ederiz...
Emin K. okurunun profil resmi
Gerçekten de ilgi çekici bir eserdi ve beğendim de. Malzemesi bol, düşünsel yönü kuvvetli bir psikolojik roman. Kenara kaydedin Resul Hocam, okuyunca da büyük ihtimalle memnun kalacaksınız. Rica ederim, serüven sürüyor :)
Resul Bulama okurunun profil resmi
Bizim de sizi izleme serüvenimiz sürüyor, kaydediyorum :))
Merve okurunun profil resmi
Kobo Abe'nin Kanguru Defteri kitabı uzun bir süre için ciddi bir indirime girmişti. Elim gitti gitti geldi, ama nihayetinde almadım. Çok zor bir kitap ve yazar olduğunu ifade eden yorumların fazlalığı gözümü korkutmuştu. Son zamanlarda ise yazarın farklı kitapları hakkında karşıma çıkan incelemeler, zamanında kitabını edinmediğim için beni bir parça pişman etti. Başkasının Yüzü okuma listemde değildi, ama incelemeniz ilgimi çekti. Elinize sağlık. Kitabı da okuma listeme kaydediyorum.
Emin K. okurunun profil resmi
Kanguru Defteri, çevrilen eserleri içinde tek okumadığım eseri. Konusunu incelediğimde simgesel anlatımın olduğu gerçeküstü bir kurgu olduğunu gördüm, yoğun anlatım olacağını düşündüğümden vazgeçtim. Onun dışında Kumların Kadını ve bu kitabı okuyabilirsiniz, zor kitaplar değil. Kutu Adam kitabı da yoğun anlatımı olan bir kitap, o biraz zorlayabilir. Teşekkürler, şimdiden keyifli okumalar diliyorum :)
1 sonraki yanıtı göster
Rabia okurunun profil resmi
Bir et benin bile kişilik üzerinde ne derece etkili olabileceğini düşündürdüğünüz için teşekkür ederim, tabii buna bağlı olarak kitabı da epey merak ettim. Emeğinize sağlık, yine keyifle okuduğum bir inceleme oldu :)
Emin K. okurunun profil resmi
Kitap boyu ya ben neler düşündüm acaba? :) Bu sadece bir kısmıydı düşündüklerimin. Tavsiye ediyorum alın okuyun, pişman olmayacaksınız. Teşekkürler :)
tabula rasa okurunun profil resmi
İğreti Surat
İğreti Surat
bana bu kitabı anımsattı biraz.
Emin K. okurunun profil resmi
O kitabı okumuş olsaydım yorum yapabilirdim ama maalesef. İkimizden birinin okumadığını okuyup durumu netleştirmesi gerekiyor sanırım :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.