Gönderi

Nasıl da eğleniyorsunuz; merhaba'larınız, menmun oldum'larınız, ağzınıza sığdıramadığınız dişlerinizle kocaman gülümsemeleriniz, "Bak canım, bu bu canım, bu da sana bahsetmiştim ya hani / Aa evet tabii.."li takdimleriniz, dar masaların çevresinde gittikçe genişleyen kalabalıklarınız; onu okudum, bunu duydum aldım ama daha okumadım'lı çok satan kitap listeli sohbetleriniz; rujlarınız, rimelleriniz, kirli sakallarınız, içinize çektiğiniz göbekleriniz, kazağınızın altından eteklerini sarkıttığınız gömlekleriniz, dinledikçe büyüyen göz bebekleriniz, içinizden geçirdikleriniz, tutkularınız, beklentileriniz, kıskançlıklarınız, kurnazlıklarınız ve entrikalarınız ve topuklu ayakkabılarınız ve parça tesirli yalanlarınız; efsanevi iç çatışmalardan sonra geliştirdiğiniz insanseverliğiniz ve hobileriniz ve fobileriniz ve kompleksleriniz, mendil satan çocuklara iğrenik bir şefkatle bakan gözleriniz; çakmaklarınız, tabaklarınız, çantalarınız ve on beş dakikalık hoşlanmalarınız; Lacan'lı, Derrida'lı, Althusser'li post-modern sohbetleriniz ve sonra kalkıp bara gitmeleriniz, içkileriniz, mezeleriniz ve güzel ülkemiz için üzülmeleriniz ve üzüldükçe birbirinize sokulmalarınız, sokulmalarınız, sokula sokula kaynaşmalarınız ve sarılmalarınız ve yalpalayarak eve gitmeleriniz ve kusmalarınız ve sevişmeleriniz ve kavgalarınız ve çabucak barışmalarınız ve tekrar sevişmeleriniz ve önce sarılıp sonra sıkılıp birbirinize dönerek uyumalarınızla siz... Ah canım insanlar sorarım size: Sizinle biz, birbirimizi nasıl anlayabiliriz.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.