Gönderi

Sömürgeciliğin İslâm Ümmet’i üzerinde yaptığı en yıkıcı etkilerden biri, onu parçalara ayırması ve Ulus Devletler yaratmasıdır. Bağımsızlık sonrası günlerde farklı İslâm ülkeleri, özellikle bölgesel sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Ümmet bilinci bu sorunları tümüyle İslâm’a ait sorunlar olarak görmemizi talep eder. Belli sahalarda bölgesel olabilmelerine karşın kökende bu problemler bütün Müslümanlara aittirler. Son derece güç çözümlerin bulunmasının bir nedeni de budur. Bu sorunları bölgesel açıdan çözümlemeye çalışmanın sonucu verimsiz olacaktır, zira önemli bölgesel sınırların dışına taşmaktadır. Bu yüzden bölgesel çaptaki hareketler, çoğunlukla başarısız bulunmuş ve sonuçlarının cesaret kırıcı olması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bölgesel açıdan ele alınan çözümler, farklı Müslüman ulusları birbirinden ayıran farklılıkları güçlendirirler. Dünya üzerindeki Müslüman kişiliği bu bölünmüş çözümleri benimsemekte zorluk çekmektedir. Çünkü Ümmetin ortak rızasına gösterdiği güveni bunlara gösteremez. Ümmetin özellikleri ve İslâm’ın bilinci nasıl ki yalnızca bazı bölümlerde değil tümünde bulunuyorsa, Ümmetin bölümlerine ait problemlerin de tümüyle Ümmet tarafından üstesinden gelinmelidir. Şöyle ki, Filipin’li Müslümanların sorunları; Hindistan’daki Müslümanların karşılaştığı toplumsal kargaşalar, Filistinlilerin özgürlük sorunu, hep birlikte tüm ümmetin sorunlarıdır. Çözümleri bölgesel olamaz; Ümmet seviyesinde çözümlenmelidirler. Hz. Muhammed (s.a.v) ümmeti bir insan vücuduna benzetmiş, bir uzvu incinirse tüm vücudun zarar göreceğini söylemiştir.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.