Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Beraber Çıktıkları Bu Yolda Kandırıldılar mı(?)
Şu yaşıma geldim, hayatım boyunca hiçbir siyasi kurum ya da kuruluşa üye olmadım. Çocukluğum dahil, ne düşündüysem yaptım, birilerinin telkinine asla ve asla kulak asmadım. Bunların içinde kurslar olur, çeşitli konuşmaların yapıldığı yerler olur, belediyelerin düzenlediği turlar olur, bedava yemekler olur vs. Hiçbirisi yakınımdan geçmedi. Çağırana kulak asmadık, çağıranın yakınında olmadık, yakınımızda tutmadık. İşimiz olmadı, işimizin olması için yalandan nedenlerde yaratmadık. Biz çocukken çocukluğumuzu yaşadık, normali buydu. Ne cemaatin abilerine yem olduk ne Cumhuriyet'e düşman olduk. Fetö ile tanışanların yani bu cemaate katılanların işler tersine döndükten sonrasında itirafçı olanların genel kanısı ve yorumu şudur ki; bize baktılar, okuttular, para verdiler, meslek sahibi yaptılar…Peki karşılıksız mıydı? “Himmet” adı altında geri ödeme yapmadınız mı? Bizim annemiz babamız milyarder mi? Biz parasız kalmadık mı? Harçlık alamadığımız zamanlarımız hiç mi olmadı? Babamız işsiz kalmadı mı? Evimizde her gün beş yıldızlı otel menüleri mi vardı? Kapımızda Mercedes mi vardı? En marka bisikletler mi vardı? Lüks evimiz mi vardı? (…) Bunlar ben ve benim gibi milyonlarca insanda da yoktu ama, cemaatle tanışmadık, yolumuzu KESİŞTİRMEDİK, yolumuza ÇIKARTTIRMADIK; Neden? Birileri size “sürekli” kıyakçılık yapıyorsa, onun sonu bellidir, yani; AYAKÇILIKTIR! Size birileri sürekli bir şey veriyorsa, sonrasında onun karşılığını almak, sizi bağımlı yapmak içindir! Çocukluktan yetiştirilmek için özenle seçilip, orta okul, lise, üniversite diye devam eden, abiler-ablalar ve imamlar kontrollü yaşam desteği, sürekli olarak beyin yıkama seansları. #48635925 Daha önce Metastaz incelememde fazlasıyla bu konuyla ilgili görüşlerimi belirttim. Okumayanlar, okuyabilir. FETÖ gitti, Menzil geldi… #41472442 Metastaz, fetö ile hiçbir şeyin bitmediğini, başka tarikat ve cemaatlerle devletin içinin yeniden doldurulduğunu detaylıca anlatmaktadır. Yani, yaşanan yanlış görülmüş ama akıllanmak denen şeye hala vakıf olunamamıştır. Bu örgüt esasen “ANA” tek bir şeyden faydalandı. Laik Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı. Lakin, 15 Temmuz bildirisinde de tabi ki “UTANMADAN” Atatürk’e atfettikleri bir bildiri yayınladılar. Bu ve benzeri örgütlerin yayılıp, başarılı olmasında ki en büyük neden, ülkemiz topraklarında yaşayan ve defalarca kez din üzerinden kandırılmaktan asla vazgeçmeyen ailelerdir. İnançlı insanların yapacağı tek şey, inandıkları dinin kitabını defalarca kez okumak veyahut dinlemektir. ŞARLATANLARIN yazdıklarına ve söylediklerine İNANMAK değil! Aklı HÜR, vicdanı HÜR hiçbir beden, bu şarlatanlara inanmaz ve peşlerinden gitmez. Eğer gidiyorsa, bir nedeni vardır; o da sunulan hayatın kendilerine yarar sağlayacağını düşünmek, iş imkanlarının gelecekte belireceğini bilmek, sorgulamamak, biat etmek, düşman dediklerine düşman, dost dediklerine dost diyebilecek seviyede düşünemeyen olmak. Bu kitabın yazarı bu kitabı 2019 yılında yayına sundu. Bu kitapta yazılanlar yeni miydi, daha önce söylenmiyor muydu? Söylendi ve söyleyenler kumpaslarla ortadan kaldırıldı. Bu kitabın yazarı, bu kadar net ifadeler kuruyor ise, bunun sebebi bu örgütün devlet nezdin de terörist bir grup olarak gösterilmesi midir, tabi ki en büyük nedenlerden birisidir. Diğer türlü bu kadar net çıkarımlar ve beyanlar ortaya atılması mümkün olmaz ve muhalif herkesin tasfiye edildiği Hürriyet’te yazamazdınız. Yazarımız tatlı sert yazılar yazmış olabilir lakin, sonuca eren neler ortaya dökmüştür bu onun köşe yazılarını okuyan okurların vereceği yanıttır, benim değil. Ben bir iki yazı dışında okumadım o da kitap vesilesi nedeni ile araştırmamdan kaynaklandı. Daha önce söyledim tekrar edeyim, devletin Polis ve Askeri teşkilatlarına, MİT’e, İç İşlerine, Dış İşlerine, Eğitimine, Sağlığına, Özeline, Kamusuna, Futboluna, Basketboluna, Valisine, Kaymakamına, Bekçisinden, Çince tercümanına kadar, neye ihtiyaçları varsa, yetiştirdikleri ve yıkadıkları beyinleri rahatça bu kurumlara yerleştirdiler. Devlet, bu örgütlerden büyük mü? Elbet büyük, düşündüğümüzden de büyük. Başarılı olabilirler mi? Başarılı olmak için 40 yıl sessiz kaldılar, ortaya çıktılar, devletin karşısına dikildiler. Başarılı olamadılar ama sustukları, bittikleri anlamına gelmez. Çünkü, yerlerine yenileri ortaya çıktı(!) Siyaset, dinden elini çekmediği sürece, bu cemaat ve tarikatlar oy almak için siyasilerin her zaman uğrak yeri olacaktır. Bu birleşmeler, boylarını aşan sonuçlar ortaya çıkaracaktır ancak; AKILLANILMAYACAKTIR. Kandırılmadınız, devletin bütün kurumlarını ele geçirmek, devletin LAİK düzenini yıkmak, CUMHURİYET ile hesaplaşmak için yıllarca yetiştirildiniz, söylenenleri emdiniz, düşman oldunuz, gerçekleri değil yalanları aldınız, aldığınız yalanları yaydınız, yaydıklarınızla kitleler oluşturdunuz, bu kitlelere güvenerek partiler kurdunuz, her seferinde CUMHURİYET ile uğraşma sevdası içinde oldunuz, DIŞ MİHRAK dediklerinizle aynı yolda MÜBAHTIR diye yürüdünüz… Bu uğurda, devletin her bir kurumunu uyaran insanlara ortaklaşa kumpaslar düzenlediniz, yasa dışı eylemlerde bulundunuz, sahte delillerle insanların hayatlarını kaydırdınız, işlerinden ettiniz, çocuklarının yüzüne bakamayacak iftiralarla suçladınız, her gün tetikçi köşe yazarlarınızca masum insanları hedef gösterdiniz… “OKLAR” ne zaman kendi içinizde hesaplaşmak üzere birbirinize döndü, işte o zaman yaydan çıkanla savaşmaya başladınız. Tarih kayıt altında; Yazılanlar ortada, Video görüntüleri, ses kayıtları ortada, İftiralar ortada, Ergenekon, Balyoz, Şike ve OdaTv KUMPASLARI ortada, Sahte deliller ortada, Neyse,,, İFŞA kitabı, bilinenlerin daha açıkça yazılmış halidir. Örgütün iç işleyişinin şematik bir halde sunulmuş halidir. Bu tarz kitapları okuyun, ne ile karşı karşıya olduğunuzu bilin ve inancınızla ya da inançsızlığınızla sizi ele geçirmelerine izin vermeyin. Birileri size işaret parmaklarıyla başka birilerini düşman diye hedef gösteriyorsa, orada durun ve düşünün. Okuyun, araştırın, sorgulayın, kendi fikrinizi ortaya koyun. Efendiler, şeyhler, bilmem neler çoktur ve bitmezler, aklını kullan işin olmasın, kolay gelen her şeyin bedeli vardır. Bu coğrafyanın ve dünyanın bir gerçeği var ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milletinin desteğiyle kurduğu Cumhuriyet halen ayaktadır, onunla beraber neredeyse aynı dönemlerde dünyaya hükmetmek için çeşitli şekillerle kurulmuş diktatörlükler tarih sahnesinden silinmiştir. Ülkemizde Cumhuriyet ile uğraşmaktan vazgeçmemiş siyasilerde bertaraf olmuştur, çünkü; Cumhuriyet ile uğraşmak kimsenin haddine ve kişisel keyfine değildir. Kurucusunun yanına fikir olarak dahi yaklaşması söz konusu bile olamayacak zihniyetler bu devletin her bir kurumunu ele geçirdi ve buna izin verildi. Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’nin ömrünü tamamlamasının oldukça fazla nedenleri vardı. Tamamen ortadan KALKMAMASI için Cumhuriyet ile yoluna devam etmesi sağlanmıştır. Günümüz dünyasına baktığınızda İslam’ın en temiz yaşandığı ülkedir. Siz bindiğiniz dalı kesmeye çalışan insanlar; yıkmak için değil geliştirmek için çabalayın. Çocukluğunuzu, gençliğinizi, en verimli yıllarınızı cemaatlerin ve tarikatların emirleriyle değil, hür iradenizle yaşayın. Fikri HÜR, Vicdanı HÜR insanlar olun. Menfaatin değil, gerçeğin ve adaletin peşinde olun. Unutma ki, sağladığın menfaatin bir gün karşılığını isterler. “Sen de herkes gibi bir köle olarak doğdun. Dokunamadığın, tadamadığın ya da koklayamadığın bir hapishanedesin. Beyninin içi bir hapishane. Ne yazık ki, Matrix’in ne olduğu kimseye anlatılamaz. Bunu kendin görmek zorundasın. Bu senin son şansın. Bundan sonra, bir geri dönüş olmayacak. Mavi hapı alırsan, bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan Harikalar Diyarı’nda kalırsın. Ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm. Unutma… Sana vadettiğim tek şey gerçek, fazlası değil…” “Ya içinde yaşadığımız simülasyonda kalmaya yani uyumaya devam ederiz ya da uyanır ve gerçeklerle yüzleşiriz. Matrix’de Morpheus’un Neo’ya sunduğu seçim, kötülük ve iyilik arasında. Gerçek kötülük olan cahillikle, gerçek iyilik olan bilgelik arasında.” barisozcan.com/mavi-hap-mi-kir... MAVİ ya da KIRMIZI… Seçim sizin… İçimizde yaşayan iki kurt arasında bir savaş vardır: Birisi iyinin savaşı, diğeri kötünün savaşı. Hangisini daha çok beslersen o kazanır. * Kandırıldılar mı, içlerinde ki iktidar mücadelesine mi yenildiler? İç çatışma yaşamasalardı beraber yürümeye devam etmeyecekler miydi? Sorular çoğaltılır sevgili okurlar... Sağlıcakla ve kitaplarla kalın.
İfşa
İfşaToygun Atilla · Kırmızı Kedi Yayınları · 2019430 okunma
··
232 görüntüleme
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Eneeeeem, kimsecikler bulaşmamış ya bu incelemeye. Murat, sen bu incelemenin üst başlığını "DOKUNAN, YANAŞAN YANAR!" yaz bence. :)) Şimdi güzel kardeşim, onlar sana bu kitabı okudun, çarşaf çarşaf inceleme yazdın diye, o güzelim maklube akşamlarını yedirmezler. Hani o akşamın ertesi günü, mübarek Cuma gününe denk geldiğinden, gene onlar her bir şeyi, sözde Allah yoluna kendini adamış Pensilvanya peygamberi, aman valisi adına yaptıklarından dolayı bir iki rekatta vicdanen aklıyorlar. Hani burada cehenneme gidecek olan bizler düşünelim, biz ne yapabiliriz acep diye! Bunların fakir ailelerden ve kampüslerden taze talebe toplayıp örgüte katma işlerini ABD'deki öğrenci kredi sistemine benzetiyorum. Biz sana bu imkanları verdik, sende işe başladığında, bize maaşından şu kadar TL şu kadar yıl ödeyeceksin gibi (belkide emekli olana dek). Amerika'da gene borç bitince yakayı kurtarıyorsun orası ayrı. Ben bu gibi tiplemelerin, Almanya Köln merkezli Kaplancılar kanadını da çok iyi bilirim. Hilafet devleti hayali ile kurulmuş olan bu örgütün sözde peygamber, aman lider konumundaki (gürgeni bol olsun) Cemalettin ve sonradan Türkiye'de ceza çeken ve bu hükümet sayesinde erken yırtan Metin Kaplan vardı. Biri cehennemi boyladı, darısı o sünepe oğlunun başına inşallah. Onların da orada, Almanya'da, gurbetçiler üzerinden kurdukları sistem ile bolca etinden sütünden nemalandıkları ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğüne yönelik sözde hilafet ideolojileri vardı, ama sadece kara fatmalar misali Almanya ile sınırlı kaldılar ve artık neredeyse unutuldu gittiler. Neden? Çünkü Almanya'nın onlar ile olan işleri bitti ve onlarda bu asalakların varlıklarından ve yaşadıkları ülkeye olan saygısızlıklarından rahatsız. Aslında yazılacak çok şey var da, destan destan yazmakla bitmez ve okumaya birçoğunun vakti yetmez. O sakallıların Cuma'dan günahlarını arındırarak çıkıp, lüks bordellere (özel hayat kadını evi) gittiğini oralarda yaşayan herkesler biliyor ve daha nice pislikler. Neyse ya, bunlar onların özeli, ama ben gene de o yirmi yıl içerisinde bir fiil şahit olduklarımı ufak da olsa dile getireyim dedim. Aylar önce bir incelememin girişinde ne demişim?: #33621831 "Özelikle 90’lı yıllar, Almanya’da yaşayan biz Türkler ve Türkiye’den çalışmak için oraya göç etmiş olanlar ile birlikte, başka sebepten orada olanlar için kabukların kırıldığı yıllar olarak kalmıştır hep hafızamda. 80’lerde, o topraklara ilk ayak bastığımda daha küçüktüm, ama insanlarda genel olarak bir birliktelik ve sevginin hâkim olduğu yıllardı o günler. Kimse kimsenin görüşüne, mezhebine, namazına, niyazına, tarzına karışmazdı. Ne de olsa orası gurbetti, hepimiz aynı toprakların insanıydık ve bir hasretlik vardı hepimizin içinde. Ama önümüzde bizi bekleyen 90’lar vardı ve kışa (zorlu yıllara) az kalmıştı. Ne olduysa, 90’lı yıllar ve sonrasında oldu! Gurbette yaşayan biz insanların kiminde bir ayrışma, aşırı din eksenine kayma, ideolojik düşünce ve fikir değişimi, bölücülük ve sayamayacağım daha nice şeyler oldu. O günlerde tarafsız ve sadece arkadaş olan biz iyi 3 arkadaş bile, o süreç sonrasında resmen evrimleşmeye başlamıştık ve artık bugüne geldiğimizde birimiz sağ görüşlü, birimiz sol görüşlü ve bir diğerimiz ise hilafet devleti tarafcısı, ümmetçi oluverdi." Biliyorum, incelemeye yorum değil de, incelemeye inceleme gibi girdim gene, ama bu kan emici vampirlerden kurtulmak ne mümkün be arkadaşım!? İleride aydınlanarak inşallah demek istiyorum, ama gel gelelim, bazı şeylere baktığım zaman, burada bile böylesi düşünce ve hayal içerisinde olan o kitleyi gördükçe, bir ikinci ruh hali sarıyor bedenimi ve içimdeki "Hitler" canlanıyor adeta. Sen benim içimi çok iyi okuyorsun aslında. Daha da açılmadan, incelemenin doluluğu, kalitesi, konunun bilgi akışı ve tüm emeklerin için teşekkür etmek isterim. Gerçekten emeğine yüreğine sağlık, bizler okudukça en azından kendimiz ve birinci derece yakınlarımız için faydalı olabilir ve bu tür bilgi zenginliği içeren gerçekler ile en azından gelecekte bir kişiyi bile kazansak yeter bize. Başarıların daim olsun kardeşim. :))
Murat Ç okurunun profil resmi
Yahu ben de anlamıyorum ki, iki kelam etmiyorlar. Bunlar hep Silivri… : )) Bunlardan kurtuluş yolun yok, onların senden kurtuluş yolu var aslında. O da ayrı ayrı herhangi bir konuda mesela uyuşturucu, mesela terör, mesela kaçakçılık gibi önüne davalar koyarlar. Bunlardan aklanabilirsen helal olsun, kaç yılın içeride geçer bilinmez. Şimdi işte hapse girmemek için çoğu itirafçı oldu. Bunları hilafetle vs nasıl kandırıyorlar anlamak da mümkün değil. Modern ülkelerde yaşayıp, bütün nimetlerden yararlanıyorlar ama ağızlarından düşmüyor. Bir tanesi de gidip, Irak, Suriye, İran gibi yerlerde şansını denemiyor? Uçkurlarının peşinden gitmedikleri yer mi var ki? Söylediğine gram şaşırmıyorum. Bay Pipo incelemeni okumuş ve paylaşmıştım, hatta kitap bende de var ama daha okuyamadım. 100 yıl önce bütün bunları sonlandırmak için Samsun'a ayak bastı Paşa. Vefatına kadar da seslerini kesti ama sonra ne oldu? Buyurunuz günümüz... Bandı geri sar inişli çıkışlı bir dünya olay. Hiç vazgeçmediler, ama bizlerde hiç vazgeçmedik. Etrafımızda ki insanları aldatmadan dokunabiliyor veya araştırmaları için bir sebep verebiliyorsak ne mutlu bize. Yoksa kimseye ne yapması gerektiğini söyleme derdinde değiliz, duracağımız yeri biliriz. İnsan başka bir insana neden kul olmak için bu kadar uğraşır anlamak mümkün değil... Ellerine sağlık bu güzel yorum için.
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Murat Ç okurunun profil resmi
Mümkün. :)) Duyduğuma göre öyle bir geleni gideni var ki Menzil'in, bulunduğu yere ikinci otogar yapılmış? :)
1 sonraki yanıtı göster
Nurhan ŞENGÜL KILINÇ okurunun profil resmi
Tebrik ederim, çok başarılı bir inceleme olmuş, bir anlamda da iç dökme denilebilir. Kısa bir film şeridi gibi geçti yaşadıklarımız gözümün önünden. Metastaz' ı okumuştum bunu da mutlaka okuyacağım. Emeğinize sağlık. 👏
Murat Ç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim okuduğunuz ve yorumunuz için. Yazdıklarım kitapta anlatılanların kısa bir yorumu aslında. Detaylı detaylı nasıl cemaate karıştıkları, nasıl yetiştirilip, sınavlara sokulup devletin kurumlarına girdikleri anlatılıyor. Dediğim gibi biz biliyorduk, o yüzden uzak durduk, onlarda biliyordu o yüzden uzak durmadı. Kimse üç maymunu oynamasın, köy gözüküyordu, kılavuza da hiç gerek yoktu ama onların kılavuzu hoca efendileri idi. Okuyun bence, birbirlerini tamamlayan kitaplar.
Sükûnet okurunun profil resmi
İncelemeden soğuttunuz Murat Iki paragraf neyine yetmedi 😊
Murat Ç okurunun profil resmi
4 Word sayfası kadar kısa aslında. Neyi uzun olmuş ki? :)))))!!!
1 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Eline sağlık Murat, özellikle ilk paragraflardaki serzenişlerine birebir katılıyorum. Bu hikayeden kimse kendine mağduriyet yaratmamalı. Kandırıldık söylemlerinin de bir karşılığı yok zaten. Toygun Atilla aklımda yanlış kalmadıysa çok deneyimli bir Ankara muhabiridir. Diplomasi ve politika muhabiridir başka bir deyişle... Kitabın adına takıldım biraz. İddialı ama yetersiz. Artık cemaat veya cemaatler hakkında çok şey biliyoruz. Ancak bana göre ortada ifşa olmuş fazla bir şey yok. Asıl ifşa olması gereken hiçbir bilgi açıklanmadı henüz. Belki 8-10 yıl beklememiz gerekecek bunun için. Eğer gerçekten ifşa olması gereken bilgiler ifşa olsaydı, bugün hepimiz çok farklı şeyler konuşuyor olurduk muhtemelen. Darbe veya kalkışma bir sonuçtu. Oysa gerçeğe ulaşmak için nedenlere ve nasıllara girişmek gerekiyor. Şu dönemde bunu yapmak neredeyse imkansız. Engel üstüne engelle karşılaşıyorsunuz. Ancak öyle ya da böyle birgün bu yapılacak ve o zaman ifşa olacak bilgiler karşısında gerçekten söyleyecek söz bulamayacağız. Her zaman olduğu gibi yorumların ve harcadığın emek çok değerli... Selam ve sevgilerimle...
Murat Ç okurunun profil resmi
Yorumun için teşekkür ederim abi, bayadır görüşemiyoruz, denk mi gelmiyoruz, sen mi pek uğramıyorsun? :) Toygun Atilla'yı pek tanımıyorum, kitabı da üç evrede aldım aslında. Yani iki kere almaktan vazgeçip, üçüncü de aldım. Neden dersen, yazılarını vs bilmediğim için, baktığımda da tam emin olamadım ama kırmızı kedi ve 3.baskıya geçince merak ettim. Merakıma karşılık gerçekten ifşa varmı kitapta dersen, açıkçası yoktu. Hep bildiğimiz hatta bizim uyardığımız konulardı. Ama konuya uzak insanlar için bir bilgi paylaşımı olduğu açık. Bir diğer konu ise gerçekler. Gerçekler dediğimiz şeye ulaşılması için iktidarın gitmesi gerekiyor. Bunun nedenini söylememe gerek yok sanırım. Başka türlü gerçeğe yakın asıl bilgileri edinmek imkansız olur. :) Senin bildiğin üzere gazetecilik zor iş. Bu işe başlarken bir seçim yapmak lazım. Ya her şeye katlanıp, mesleğin malum zorluklarına katlanırsın ya da günümüz yandaşları gibi olursun. Diğer türlü olacaksa insan hiç başlamasın daha iyi derim ben. Vaktini ayırıp okuduğun ve değerli yorumunu paylaştığın için teşekkür ederim. Sağlıcakla abi.
1 sonraki yanıtı göster
Sükûnet okurunun profil resmi
Eline sağlık Murat, gerçekten güzel bir inceleme olmuş. Vakit ayırmaya değdi..
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.