Mithat Paşa’nın sürülmesi ile başlayan süreçte padişah yönetiminin uyguladığı baskı rejimi her geçen
gün artıyordu. Kurulan hafiye teşkilatı ile buna zemin hazırlayan jurnal sistemi, keyfi tutuklamalar ve
sürgün cezaları ile tahammülü zor bir dönemi yaşatacaktı.
Öylesine bir dönemdi ki, bazı kelimelerin kullanılması bile yasaklar kapsamındaydı.
Buna en iyi örnek olarak “Yıldız”ı verebiliriz.
Yıldız Osmanlı’da en çok rastlanan sözcüklerden biriydi ve tüm kahve, lokanta gibi yerlerin isimleri
baskıcı rejim korkusundan “yaldız”a çevrilmişti.
Tedirginlik ve polisiye baskı öylesine ürküntü vericiydi ki, edebiyatçılar eserlerinde gökteki yıldızdan bile söz edemez olmuşlardı. Özetle “yerden göğe kadar” Osmanlı’da “Yıldız” yok olmuştu. Telaffuzundan yazımına ve benzetmesine kadar padişah yönetiminin Yıldız Sarayı’ndan başka yıldızın olmadığı
Dersaadet, şaşırtıcı ve güldürücü bir sistemi sürdürüyordu.