Gönderi

İki ev uzakta kapı önünde oturan Süreyya'ya ''Gelsene'' demişti. Süreyya da gelmişti. Daha sormadan fiyatını söylemişti küçük kız. Annesinin öğrettiği ve bir yıldır yaptığı gibi. Mezarlık işi bittiğinden, Süreyya sektör değiştirmişti. Üstelik çok daha fazla kazanıyordu yeni işinde. Babasının da umurunda olacak kadar ayık değildi. Ayık olsa da fark eder miydi? Sonuçta, bir şalvar indirip çekmek şu kadar parayken, kim gidip de mendil satacaktı? Üstelik, semtin bütün erkekleri Süreyya'ya âşık değil miydi? Ellerinde çikolatalarla kapısına dikilmiyorlar mıydı? Celal'e de sormuştu Süreyya: ''Beni seviyor musun?'' ''Tabii!'' demişti Celal. ''Senin gibi kız sevilmez mi?''
Sayfa 265 - DKKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.