Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

80 syf.
8/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Merhaba sevgili okurlar, kitabın ana temasına değinmek amacıyla, incelememe ilk önce mutluluk korkusuna bağlı olarak br Ruh bozukluğu olan çerofobi'ye değinmekle başlamak istiyorum: Bir şeyin gerçek olamayacak derecede iyi göründüğünü hissettiğinizde, yani son zamanlarda sizin yararınıza birçok şey yaşandığını fark ettiğinizde, bu durumun rahatsızlık derecesinde şüphe uyandırmasidir. Kimi insanlar bu duyguyu aşamaz ve iyi şans, zihinlerinde bir uğursuzluğa dönüşür. Akıldışı bir nefret duygusuna sahip olan insanlar, “Çerofobi” adı verilen bir olgudan mustariptir. Bu terim “keyifliyim/neşeliyim” anlamına gelen “chairo” kelimesinden türemiştir. Temel anlamda, (bu kişilerin) eğlenceli bir şeye katılmaya korkması anlamına gelir. Korkutucu olan şey aktiviteler değil; şayet (eğlenceye) katılırsanız, mutlu ve kaygısız durumdayken korkunç bir şey olacağı korkusudur. İşte böyle bir duruma, kitabin baş karakterlerinden olan Vasya ile şahit olacağız. Haydi başlayalım.. [not: eser miktarda kimyasal spoiler içerir ((; ] Belki biraz tuhaf olacak ancak, bu kitaptaki iki ana karakteri bizim Türk Sinemasının Zeki ve Metin ikilisine benzettim. Bir birinden ayrılmayan iki sadık dost; Arkadi İvanoviç ve Vasya Şumkof. Onları okurken şu görüntüler canlandı gözümde: youtu.be/opgt5GFGO6I Bu ikili aynı dairede çalışan iki memur, aynı apartmanin aynı dairesinde oturan ev arkadaşlarıdır. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez derler ya, işte öyle. Bunlardan Vasya Sumkof, tuhaftır, bir gün heyecanla eve gelir ve arkadaşı Arkadi'nin merakı üzerine nişanlandığını açıklar. Ama bu öyle aniden olan bişey değildir, sonradan öğrenir Arkadi. Zira, bizim yufka yürekli Vasya, nişanlısı olan kızın bir zamanlar sevdiği adam tarafından terkediliş hikayesine şahit olduktan sonra ona içten bir acıma hissi duyar. Derken zamanla bu acıma duygusu yerini aşka bırakır. Karşılıklıdır tabi. Çünkü zamanla Liza da Vasya'yı sevmiştir. Neyse zaman geçer, bu birlikteliği, bu mutluluğu kendine çok gören yada mutlu olduğu zaman mutsuzluk korkusu yaşayan Vasya, aklını terk eder. Belki de mutsuzluğu düşünmemek için terk eder aklını. Ancak, en yakın arkadaşı Arkadi de dahil herkes Vasya'nın aklı tarafından terk edildiğini düşünür. Öyle ya, dünya hali, kimse yaşamadan bilemez, aktaramaz aynı duruma duygularını. Ve hayatında çok önemli bir yeri olan patronu Yulyan Mastakoviç‘in hüzünlü cümleleri ve yaşlı gözleri eşliğinde götürülür hastaneye fedakar Vasya. Evet, fedakardır Vasya, hem de çok fedakar. Bunu sadece Liza ve Arkadi'ye olan ilişkisi ispatlamaz. O, yani Vasya, işinde de çok sadıktır. Sadakati ve digerkamligi nedeniyle çevresinde sevilen sayılan biridir. Öyle olmasaydı,işi gereği de olsa sabahlara kadar yazı yazar mıydı? O gerçekten işinin delisi liyakat timsali biriydi. Liza ile olan ilişkisine gelince, Liza çok sevdiği nişanlısı tarafından terk edildiğinde ruhsal bir bunalıma girer. Zira, bı kaç ay sonra evli olarak döner nankör kedi. Bu durumda iken, Vasya çıkar karşısına ve Liza'nin yaralarını sarar, iyileştirir. Bunu herkes yapamazdı... Vasya.. Vasya.. Vasya diyorum da, Arkadi nasıl biriydi? Evet, böyle bir dost bulunur muydu? Sevincini sevinci sayardı arkadaşının;Hüznünü hüznü.. Hep destek olur, üzerine titrerdi... Tekrar bir benzetme yapacak olursam,
Panait Istrati
Panait Istrati
nin
Mihail
Mihail
eserindeki Andrien'e benzetirsem Arkadi'yi yanılmış olmam diye düşünüyorum. Neyse bunlar burada dursun da, bir kadın olarak Liza'ya çok üzüldüğümü itiraf etmeliyim. Kara talihli kız!.. yazık oldu sana... İlkini biliyoruz zaten; terkedildi. Peki ya ikinci defa neden terkedildi? Böyle bir şeyi hak etmiş miydi? Tamam belki bu sefer daha farklı bir durum söz konusu.. tamam Vasya ilk önce aklını daha sonra Liza yi terketti. Belki aklını ve üstünde taşıdığı bir bukle saçla yüreğini de bırakmıştı Liza'ya.. Bir zamanlar kendi sardığı yaraları bu sefer yenileyip tuzlayip gitti... Giden gelir mi bilinmez ancak döndüğünde bıraktığı gibi bulamayabilir.. Giden nasıl gitmiş olursa olsun bu bişey değiştirmezdi, acısını hafifletmezdi.. Liza'nin. Neyse ki kitabın sonlarında, lizann evli mutlu çocuklu olduğunu öğrendiğimde buruk bir sevinç yaşamadım değil. Son olarak, psikolojik bir romanı dostomun kaleminden okumak gerçekten çok güzeldi. Nietzsche nin şu cümlesini hatırlattı bana:  “Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog Dostoyevski” Keyifli okumalar
Bir Yufka Yürekli
Bir Yufka YürekliFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 20044,011 okunma
··
112 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Requiem okurunun profil resmi
br Ruh yazan yeri kan grubu gibi okudum ne olyor dedim birden😂😂😂🐴🐴okumadım incelemeyi ama eline saglik🐴🐴
GONCA okurunun profil resmi
Teşekkürler ☺️ Bir yorum da okuduktan sonra alırım; olumlu olumsuz farketmez
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.