Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

174 syf.
7/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
KARMAKARIŞIK BİR DÜNYA
YARIM KALAN BİR ŞEYLER VAR, AKLIMDAN HİC ÇIKMIYORLAR... İki defa yarım bıraktıktan sonra, tamam bu sefer okuyacağım dediğim kitabın artık sonuna gelmiş buldum kendimi.. Çok uzatmicam. Akdeniz akşamları kadar sıcak, nemli ve boğucu olmasa da, karmakarışık bı olay örgüsüne sahip olan bu güzelim kitap, bazen kendimle kavga etmeme neden oldu. Nasıl mı? Çok basit; zincir koptu, koptuğu yerden bağlamak için aradığım o halkayı bir türlü bulamadım. Kısa aralar verdim, ince belli bardaklardan çaylar içtim yine de kafayı resetleyip odaklamadım. Kafamda bambaşka şeyler vardı çünkü. Atamıyordum bir türlü... Neydi? Kimdi o dikkatimi dağıtan? Soylicem ama kimseye söylemek yok. Tamam mı? [Not: spoiler içerebilir, dikkatli tüketin (; ]
Mihail
Mihail
. Hep onun suçu. Bir zamanlar maddiyata hiç önem vermeyen, ilim peşinden koşan, kendi halindeki bu "arkadaş", Akdeniz'de bambaşka biri olmuştur. Gözünü para hırsı bürümüştür. Kadın düşkünü adi birine dönüşmüştür. Öyle ki,
Dönüşüm
Dönüşüm
deki Gregor Samsa'nin fiziksel dönüşümü gibi bir değişim olmuştur Mihail'in ruhunda :( Bu durum beni gerçekten etkiledi desem çoğunuz " hadi beee, o kadar da değil" diyebilir. Ancak, durum bildiğiniz gibi değil. Kitaptaki karakterler sadece birer sembol. Bu semboller gerçek hayatta, birilerini cagristiriyorsa işte o zaman anlamını buluyor, okuma yolculuğunuza bir heyecan katıyor. Heyecan mı dedim ben :/ Kahretmesin, o hayal kırıklığı olacaktı. Neyse, Mihail değişiyorsa değişsin. Bana yüreği güzel bir Adrien Zagrofi yeter. Evet, adam gibi adam, madde için kişiliğinden taviz vermeyen, saflığını, ruhunun güzelliğini koruyan Adrien. Adrein,hayatının monotonluğundan bıkar ve daha güzel bir hayat gayesiyle Mısır'a gitmeye karar verir. Ve Yola çıkar. Yolda yoldaş edinir, adı Musa. Bu Musa Nil'in musasi değildir. Elinde deryalari yaran asası da yoktur. Ancak, iyi biridir o da. Kızı kötü yola düştüğü için onu aramaya bulmaya koyulmuştur. Kör talih işte, ilerde bu ızdırap onu kahredecektir. Neyse yolculuk güzel geçiyordur, Musa ve Adrien içten bir sohbetten sonra çok iyi birer arkadaş olmuşlardır. Yaş farkları olabilir ancak hiç önemli değildir bu. Ben de yaşlılarla çok güzel anlaşırım. Hatta bir zamanlar öğrenci olduğum ilde ev arkadaşlarımla huzur evine gitmeye karar vermiştik. Gitmeden önce adresi almak isterken, o ilde huzur evi olmadığını öğrendik. Uzulelim mi sevinelim mi bilemedik ve araftaki duygularımızı da alıp bir güzel eve geldik. Evet, yine kafam başka yerlere gitti, erkek olsaydım sanırım şimdi askerlik anılarımı inceleme olarak kaydediyor olurdum. Dikkatimi altüst ettin
Panait Istrati
Panait Istrati
! :/ Neyse devam edelim.. Musa'nın isteğini geri cevirmeyip, ona kızını bulma konusunda yardım etmeye karar verir Adrien ve kendi işlerini erteler, digerkamligi nedeniyle de çevresinde sevilen biridir zaten. Kızı aramaya koyulurlar ama tüm adresler boş çıkar. Umudunu tam kaybedeceği sırada kızını bulur Musa. Kızı sefalet içindedir ve bu durum karşısında yaşlı Musa ızdırabin kör kuyusuna düşer, kahrolur baba yüreği... Babama çok düşkün bir kız olduğum için midir bilmiyorum ama Musa amcaya ağladım diyebilirim. Evet, kızının o halini gördükten sonra yorgana sarılıp kısa bir süre de olsa hayata küsmesi gözlerimi yaşarttı. Bir baba bunu hakeder miydi?! Bir kız babasını gerçekten bu kadar uzebilir miydi?! Hayır. Olmamalıydı böyle bişey. Ah Musa amca! Ah Sara! Tanrı sizi cennetinde saraylarda musmutlu yaşatsın.. Akdeniz'de ekonomi sosyal hayatı çok etkilemektedir. Para için imanını pazarlama derler ya o misal işte. Samimiyetin lüks bir nitelik olduğu, amaçlar için kadın çocuk herşeyin araç edindiği bu iki kuruşluk metaya dönüşmüş Akdeniz'de hayat kolay değildir.. Panait istrati'nin okuduğum ikinci eseri. Gerçekten muazzam ve sıradışı bir dünyası var. Eserlerinde insanlık dersleri veren nadide yazarlardan diyebilirim. Mutlaka okunmalı. Kitapla kalın...
Akdeniz
AkdenizPanait Istrati · Varlık Yayınları · 19951,557 okunma
··
142 görüntüleme
Esra Doğan okurunun profil resmi
Söyle bir şey fark etmiştim kitapta : iyi yürekli, ahlaklı yaşamaya çalışan insanların çoğu sefalet yüzünden karakterlerini bir kenara bırakıyorlardi ( Mihail , Adrien'e yardım eden piyanist , Klein'in eşi ...) bu da bana şu soruyu sorduruyor : ahlâk ve kişilikten bahsedilmesi için temel ihtiyaçların karşılanmasi gerekli midir ?
GONCA okurunun profil resmi
O soruyu sorduğumuzda, hayatındaki bütün zorluklara rağmen kişiliğinden asla taviz vermeyen insanlara haksızlık etmiş olmuyor muyuz? Evet insan aciz bir varlıktır. Bazen kendinden çok değer verdikleri için kendinden taviz verebiliyor. Ancak kişilik / karakter mayasında bellidir. Neyse odur. Diye düşünüyorum (:
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.