Eski bir arkadaşım vardı, o kadar eski ki. Onunla konuşurken bir ara şey demiştim. ‘Bu kadar şey içimize nasıl sığabiliyor, şaşırıyorum’ O da bana, asıl şaşırdığım daha fazlasını bile sığdırabileceğimiz gerçeği demişti. İçim çok üzgün. Bildiğimiz şeylerin, hepimizin bildiği şeylerin bu kadar salt gerçeklikle sunulabiliyor olmasına ne söylenebilir? 90larda, Batman’da yaşanan hizbullah gerçeği, kadın intiharları, geç kalınmış aşklar, devletin operasyon adı altında işlediği faili meçhul cinayetler, ki hâlâ bulunmayan, bulunamayan değil, bulunmayan katiller. Ne kadar geçmiş gibi görünse de, bu bizim gerçeğimiz. O kadar çok gerçeğimiz ki, artık geçmiş bile değil. Yüzleşilmesi gereken bir şeylerin olup olmadığını bilmiyorum. Kitapta bir yerde diyor ki ‘beni en çok sarsan bir şeylerin değişmezliği’ İnsanın iyileşemeyeceğine inanmak istemiyorum. ‘Bu kadardır işte, ne kadardır dersek o kadar olan hayat’

Mevsim YasMehtap Ceyran · Sel Yayıncılık · 20171,508 okunma

·

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

berivan