Gönderi

238 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı çok uzun zamandır raflarda ve internet sitelerinde en çok satanlar listesinde görsem de okumak için İlber Ortaylı'nın okunmasını tavsiye ettiği 25 kitabın arasında bulmam gerekiyormuş. Bir kitap nasıl olur da bu kadar bilgi ve tarih içerdiği halde akıcılığından hiçbir şey kaybetmez? Nasıl olur da tasvirlerden geri kalmaz ancak sizi tasvirlere de boğmaz? Bu nasıl bir dengedir? Nasıl olur da bu kadar az tasvirle yüzyıllar öncesinin İstanbul'unu, Galata'yı, Karaköy'ü, Eminönü'yü gözlerinizin önüne getirir? Elinizden bırakmayacağınız, tarihin akışı içinde sürükleneceğiniz, Arap çöllerinden Avrupa'sına kadar geniş bir coğrafyada gezeceğiniz eşsiz bir eser. Kitabın ön sözünde de belirtildiği gibi; yazar bu kitabı yazmak için acaba kaç kitap okumuştur? Bugüne kadar okuduğum romanlar doğal olarak tasvirler üzerinde çok az bir olay örgüsü ile ilerliyordu. Ancak Puslu Kıtalar Atlası'nı okurken kişilerin özelliklerini ve olayların akışını takip etmekten başım döndü desem yeridir. Bir çırpıda okuyabileceğiniz sürükleyici bir eser. Okuduğum ilk İhsan Oktay Anar eseriydi. İnşallah diğer kitaplarında da bu eşsiz atmosferi oluşturabilmiştir. İnşallah eserleriyle daha çok vakit geçireceğiz. :)
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,8bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.