" - Çanakkale'den yeni geldim, gazi ihtiyat sahibiyim, ordudan çıkacağım. Bir iş arıyorum
- Ne işi?
- Ne olursa!
- Usul defteri, muhasebe falan biliyor musunuz?
- Mektepte okuduk ama..
- Bankada, yazıhanede falan çalıştınız mı?
- Hayır.
- Gümrük işlerinden anlar mısınız?
- Hayır, fakat..
- Fakat?
- Öğrenirim.
- Kimden olursa, harpler bizi teşebbüse alıştırdı. Gazi olduğumu arzetmiştim.
- Gazilik mazilik o kadar mühim değil. Piyasa hakkında fikriniz var mı?"
(Mahşer, Peyami Safa, 1924)