Gönderi

Okumayı ister miydiniz Muzaffer Bey? M.D.: Keşke okusaymışım. Küçükken öğretmen veya polis olmak isterdim. Ama okumak da maddiyat gerektiriyor. Çocuğumu okutmak istiyorum ama olmayınca ne yapacaksın? Kendi hayatımdan biliyorum yani okumamanın acısını... Muzaffer Bey, bu kadar yokluk ve sıkıntı içinde nasıl böyle sakin kalabiliyorsunuz? F.D.: O öyledir, umudunu kesmez. Ben umudumu kestiğim yerde o "Allah büyüktür." der. Bazen "Sen hep böyle isyan ediyorsun, ondan düzelemiyoruz." diyor. Ama o haklı. Şükrediyorum ama, şükrederken de bitiyorum. Allah'a inancım her zaman tam. Bazen isyan edesim geliyor. O anki hırsımla çok şey söylüyorum, ama tövbe ediyorum sonra. Sıkıntılar aranızda probleme, tartışmaya dönüşüyor mu? İnsanlar çok paradan da tartışıyor ama yok paradan da tartıştılar mı? M.D.: Maddi konularda oluyor tabii. Tartışırsak da on dakika sonra barışırız. Onun dışında bir atışmamız olmaz, evliliğimiz çok iyi. Evdeki huzur, zenginlik budur yani. F.D.: Elbette. Ama bazen bir şeyler geldiği zaman insanın ne mutluluğu ne huzuru kalıyor. Dünya bitmiş gibi oluyor. Bir sözü yerine getiremeyince, borcumu ödeyemeyince başkalaşıyorum.
Sayfa 181
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.