Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
NE MÜNASEBET! Bir internet sitesinde "yazar derdi olan, sözü olan, itirazı olan kişidir" diye bir cümle okumuştum. Bizim yazarımız Walter Sinnott-Armstrong da söyleyecek pek çok şeyi, yapacak yığınla itirazı olan bir yazar. Kendisi yıllarca evangelist bir Hristiyan olarak yaşadıktan sonra ateizmi seçmiş olan bir felsefe profesörü. Benimsemiş olduğu ahlâki anlayış dahilinde, oldukça uzlaşmacı ve naif bir üslup ile kaleme almış bu kitabı. Bu yüzden okurken ön yargı ve öfke ile yaklaşılmadığı taktirde kendisinden öğrenecek pek çok şeyimiz olacaktır. Öncelikle kitabın biçiminden kısaca bahsetmek istiyorum. Genelde dümdüz yazılan kitaplar belirli bir süre sonra okuyucuda zihinsel kopmalara neden olur. Bu sebeple bölümlere ayrılmış olan kitaplarda, benim 'nefes alma payı' olarak adlandırdığım duraklamalar olması, kitaba hakimiyeti artırır. Elimizdeki kitap da bu yapıya sahip olduğu için okumayı kolaylaştırıp, sağladığımız faydayı artırıyor diyebilirim. Ki zaten araştırma, inceleme, deneme tarzı eserler genelde bu yöntemi benimser. Şimdi biraz da kitabın yazılma amacından bahsetmek istiyorum. Armstrong'un kitabı yazmasındaki temel sebep adından da anlaşıldığı üzere, ahlâk kavramının Tanrı ya da din olgularından bağımsız olduğunu ispatlamak. Fakat yazarımızın yapmak istediği şey bir de, teist bireylerden almış olduğu olumsuz tepkilerden, hakaretlerden, yaftalamalardan vs bıkmış ve biraz da incinmiş olması sebebiyle itirazlarını dile getirmek. Gelelim kitabımızın en önemli kısmına, yani içeriğe. Ahlâk kavramı üzerine pek çok fikir ortaya atılmıştır. Ben bunlar arasında ahlâki kuralların tarihsel süreç içerisinde ve toplumdan topluma değiştiğine inanırım. Fakat Armstrong bu konuda şöyle bir yorum yapıyor. Ona göre ahlâki yanlışlar ve doğrular tüm zamanlarda, tüm toplumlar için aynıydı fakat bunların ahlâklı ya da ahlâksız şeklindeki yorumları farklıydı. Aslında düşündüğümüz zaman ikisi de birbirine yakın teoriler gibi geliyor. Yazar eleştiri ve karşılaştırma yaparken Hristiyanlığı ve Kitab-ı Mukaddes'i baz alıyor. Bu bağlamda diğer dinler ile alakalı bir yorum yapmıyor. Okurken benzerlikleri keşfetmek ve sorgulamak da bize kalıyor. Armstrong'a göre ateistler zarar esaslı ahlâk anlayışını benimsiyor. Buna göre, bir eylem sergilendiği taktirde zarar yaratıyorsa ahlâksızdır. Bunu belirlemek için de Tanrı ya da dini öğretilere gerek duymuyor. Kişiler bunu vicdani ve zihinsel olarak algılayabiliyor. Fakat teistlere göre, bir eylemin ahlâksız olması için kutsal öğretilerce yasaklanmış olması yeterlidir diyor. Özellikle cennet müjdesi ve cehennem tehdidi yazarın en çok üzerinde durduğu konu. Teistlerin sergilemiş olduğu ahlâki davranışların cennete ulaşma amacıyla olduğunu, ateistlerin ise böyle bir niyetten uzak olduğu için tamamen zarar yaratmamak için ahlaksızlıktan uzak durduğunu iddia ediyor. Nitekim düşündüğümüz zaman, yüce bir yaratıcının insanların yaptığı hiçbir ibadete, yardıma vs ihtiyacı olmadığı; yapılan tüm iyi şeylerin kişinin kendi çıkarına olduğu akla geliyor. Bir diğer konu ise, suç ve suç oranları hakkında. Armstrong kitapta, bazı suçların teist ve ateist gruplar içindeki dağılımlarını inceleyen bir takım deneylere ve sonuçlarına yer vermiş. Bu bağlamda yorumlar ve çıkarımlar yaparak ahlâk kavramından doğan suçların, Tanrı ve din olgusuna dayanmadığını ispatlamaya çalışmış. En önemli kıyaslardan biri ise seküler toplumlar ve dindar toplumlar arasındaki karşılaştırmadır. Örneğin seküler anlayışa göre toplumlar zarar esaslı ahlakı benimseyerek bireyler arası dışlamayı ortadan kaldırabilirken, dindar topluluklarda bu pek de mümkün olmuyor. Haliyle ahlâklı olalım derken bireyler birbirlerine zarar verebiliyorlar. Bunun en güzel örneği de homoseksüellere, ateistlere, agnostiklere, hatta bazı toplumlarda kadınlara yapılan ötekileştirme ve uzaklaştırma politikaları. Kitapta, sunulan fikirlerin anlaşılması adına pek çok örnek verilmiş fakat bazı noktalarda bu örneklerin uzatılmış olması bende olumsuz bir algı yarattı, yalnız bu her okuyucuda aynı etkiyi yaratmayabilir elbette. Son olarak kitapta ve yazarda en çok sevdiğim öğreti şuydu. Gerek teistler gerekse ateistler kendi inançları ve fikirleri doğrultusunda, karşılıklı nezaket çerçevesinde konuşmayı başaramazlar ise ne gelişim sağlanabilir ne de bu savaş sona erer. Böyle bir durumda oluşacak kaos kar topu etkisi ile günden güne daha çok büyür ve her iki taraf da çığ altında kalarak büyük zarar görür. En önemli soru, bu kitap bana ne kazandırdı? Her ne olursa olsun, tüm fikir sahiplerinin birbirlerinden öğrenecek mutlaka bir şeyleri vardır ve var olmaya da devam edecektir. Bu anlayışa göre; Bana "Tanrısız ahlâk mümkün değildir" diyen birine söyleyeceğim tek bir şey var. "Ne Münasebet :)"
Tanrısız Ahlak?
Tanrısız Ahlak?Walter Sinnott Armstrong · Ayrıntı Yayınları · 2011429 okunma
··
862 görüntüleme
Kaan okurunun profil resmi
Aklıma ben ilköğretimdeyken, Türkçe sınavlarında "ben kompozisyon yazamıyorum" deyip lakin sınavda kompozisyon için ek kağıt isteyen arkadaş geldi. ;) Çok güzel bir inceleme olmuş. Emeğine sağlık Ecem.☺
Ecem okurunun profil resmi
Hahhaha çok güldüm, ver gazı çocuk heveslensin😄😄😄 çok teşekkürler beğenmene sevindim Kaan.
1 sonraki yanıtı göster
Yazgı Yurdaarmağan okurunun profil resmi
Küçük bir akrabamız, bana sevaplar nelerdir bir kaç sevap sayabilir misin demişti. Ben kısaca, yaptığın bütün iyilikler sevaptır bence demiştim😊Ama cevabım onu çok tatmin etmemişti.😄 napabilirim düşüncem bu🤷🏻‍♀️😊 Çok güzel bir inceleme olmuş canım benim emeğine sağlık⭐️🌺😇
Ecem okurunun profil resmi
Evet olay bu kadar basit aslında bahsettigin gibi😊 cok teşekkür ederim beğenmene sevindim canim🐢💕
1 sonraki yanıtı göster
Yeşim okurunun profil resmi
Bende ahlâklı olmak için Tanrı ve dine ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Tamamen kişinin kendisine bağlı. Malum zorlama ile olmuyor bazı şeyler. Bu arada çok güzel bir inceleme olmuş. Ellerine sağlık.
Ecem okurunun profil resmi
Açıkçası ben de kitaba başlamadan önce de senin gibi düşünüyordum, kitaptan sonra bu düşünce pekişmiş oldu diyebilirim. Ayrica Teşekkürler beğenmene sevindim😊
Orçun Kalfa okurunun profil resmi
Doğuştan ahlaki farkındalığa sahip olduğunuz için böyle düşünmeniz doğal fakat dediğim gibi bir temele sahip değilsiniz. Pekala biri çıkıp ben objektif ahlaka inanmıyorum. Sonuçta biz tesadüfen meydana geldik ve bir sınırlama kabul edemem. Onun için daima kişisel çıkarımı düşünürüm. Böyle diyen bir insanla siz eşitsiniz. Ancak ilahi adalet var ise bu problem çözülür. Ahlaki farkındalığa sahip olmayı kabul ediyorum Fakat neden ahlaki olanı yapmalıyım sorusunun cevabı tatmin edici değil. Ben kesinlikle şahsi çıkarımı düşünürüm toplumun barışı, kardeşliği gibi şeyler umurumda olmazdı. Nasıl olsa iyilik=ahlaksızlık farketmez.
Ecem okurunun profil resmi
Verdiğim cevaba istinaden kişisel çıkarını düşünen biri ile beni ve benim gibi düşünen birini eş değer tutmanız beni anlamadığınızı gösteriyor. Az önceki cevabim yeterliydi üzerine cümle kurmama gerek yok. Teşekkürler yorumlariniz için. Ama sizden ricam cevap yazarken yeni yorum açmayın. Önceki yorumun altına devam edin lütfen. İyi günler.
3 sonraki yanıtı göster
Adem okurunun profil resmi
Eline sağlık güzel bir inceleme :)
Ecem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Adem😊
Orçun Kalfa okurunun profil resmi
Tanrının varlığını öncelikle temellendirmen lazım adem kardeşim. Sen en baştan yaratıcının olmadığını kabul edip tüm paradigmanı bunun üzerine inşa edersen çökersin. Yaratıcıya belki vardır diye inanmıyoruz. Rasyonel temellendirme yapıp inanmak için çok iyi nedenlerimiz var diyoruz. SOMUT KANIT? Tabiki de tanrıyla görüştüm karşılıklı konuştum o yüzden inanıyorum demiyorum. Fakat Tanrı sana AKIL diye bir şey vermiş ve rasyonel çıkarımlar yapabilme yetisine de sahipsin. Sen en makul/mantıklı olanı tercih edeceksin. Senin ateizm adına inanılmaz argümanların varsa dinlemek isterim. Ama benim tanrı adına sağlam delillerim var. Ortak akıldan bahsediyorum soruma soruyla karşılık veriyorsun Ahlakın kökenini ancak tanrı varsa temellendirebilirsin diyorum. Bu felsefenin en temel ve ciddi konusudur. Bir çok popüler/ünlü ateist nesnel ahlak yoktur diyor ve gerçekten de Tanrı yoksa her şey mübahtır. İnsanları döndürme mi? böyle bir propaganda asla yapmıyorum haddim de değil
Hakan okurunun profil resmi
Daha önce sizin incelemeleriniz sayesinde 2 kitap okumuştum ve yine yapmış olduğunuz inceleme sayesinde okuma listeme dahil edeceğim bir kitabım oldu. İncelemeniz harika bu arada teşekkür ederim emekleriniz için
Ecem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hakan Bey begenmenize ve özellikle okuma kararı almanıza sevindim. Fakat benim kayıtlı sadece bir incelemem var😊 eskiden yaptıklarım ve sildiklerim sadece kitap yorumundan ibaretti eğer bahsettiğiniz buysa tabi.
3 sonraki yanıtı göster
Yol Ayrımı okurunun profil resmi
"Aldanma insanların samimiyetine! Menfaatleri gelir her şeyden önce. Vaad etmeseydi Allah cenneti; O’na bile etmezlerdi secde.”
Requiem okurunun profil resmi
Ne münasebet 🐴🐴
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.