Gönderi

İntihali vura vura göstermiş Ozan Bey. Çok sevdim bu tarzını
...birkaç somut örnek vererek bu durumu açıklamak gerekiyor. Meselâ Soğukömeroğulları’nın makalesinin özet kısmı şöyledir: “1931 yılında yayım hayatına başlayan Atsız Mecmua, aralıksız olarak 17 sayı çıkar. Dergide halk edebiyatı, edebiyat, tarih, milliyetçilik, sosyal konular, çeşitli fikirler üzerine yazılar kaleme alınır ve şiir ve hikâye gibi edebi ürünler de yazılır. Halk edebiyatı alanında destan halk hikâyesi, halk şiiri, atasözleri, maniler ve tasavvuf konusuna değinilir. Edebiyat konusunda dergiler ve yazmalardaki şiirler anlatılır. Tarih ve milliyetçilik konuları ise, daha çok Turan ve Türkçülük konuları üzerine yoğunlaşır. Yayımlandığı dönemdeki sosyal konulara da değinen Atsız Mecmua’da Komünizm karşıtlığı üzerine çeşitli yazılar da kaleme alınır.” (Mehmet Soğukömeroğulları, a.g.m., s. 94). Yiğit’in tezindeki kısım ise aynen şu şekildedir: “1931 yılında yayım hayatına başlayan ve adını yayımcısı Hüseyin Nihal Atsız’dan alan Atsız Mecmua, 15 Mayıs 1931 tarihli ilk sayısı ile birlikte aralıksız olarak 17 sayı çıkar. Edebiyat, tarih, halk edebiyatı, milliyetçilik, sosyal konular, çeşitli fikirler üzerine yazıların kaleme alındığı ve şiir ve hikâye gibi edebi ürünlerin de yazıldığı dergide halk edebiyatı alanında destan, halk hikâyesi, halk şiiri, atasözleri, maniler ve tasavvuf konusuna değinilir. Tarih ve milliyetçilik konularında daha çok Turan ve Türkçülük üzerine yoğunlaşan Atsız Mecmua’da, yayınlandığı dönemdeki Komünizm fikri karşıtlığı üzerine çeşitli yazılar da kaleme alınmıştır.” (Mehmet Fatih Yiğit, a.g.t., s. 79). Soğukömeroğulları, Atsız Mecmua’dan bir makaleyi tahlil ederken şu cümleleri kullanıyor: “Atsız Mecmua’nın ikinci sayısında yer alan Boz Kurt’un ‘Gençlik ve Mefkûre’ yazısında ilk önce Hayat mecmuasını insana benzeten yazar, onun ölümünden bahseder. Ancak eleştirisi dergi içerisinde fikirden başka her şeyin olmasıdır. Gökalp’ı hatırlayan mütefekkir Türk milletinin derdine derman olan düşüncenin Fransızlar tarafından verilmesini tenkit eder ve gerçekten eleştiri gerekiyorsa buna Arap gençlerin daha çok ihtiyacı olduğu üzerinde durur.” (Mehmet Soğukömeroğulları, a.g.m., s. 108). Yazar daha sonra “Gençlik ve Mefkûre” adlı makaleden bir cümle alıntılayarak başka bir makalenin tahliline girişiyor. İlginç olansa, Yiğit’in tezinde de hem makaleyle ilgili değerlendirmeler, hem de alıntılanan kısmın aynı olmasıdır. “Fikir yazılarından Atsız Mecmua’nın ikinci sayısında yer alan Boz Kurt’un “Gençlik ve Mefkûre” yazısında ilk önce Hayat mecmuasını insana benzeten yazar, onun ölümünden bahseder. Gökalp’ı hatırlayan mütefekkir Türk milletinin derdine derman olan düşüncenin Fransızlar tarafından verilmesini tenkit eder ve Fransızların Suriye’deki topraklarımıza konduğundan ve istila ettiğinden dem vurur. Ve gerçekten eleştiri gerekiyorsa buna Arap gençlerin daha çok ihtiyacı olduğu üzerinde durur.” (Mehmet Fatih Yiğit, a.g.t., s. 91). Yiğit’in, başka bir yerde de Soğukömeroğulları’nın makalesinden bir cümleyi aynen aldığı, sadece “bir” kelimesini eklediği görülmektedir. Atsız’ın “Namık Kemal” imzasıyla kaleme aldığı bir yazıyla ilgili Soğukömeroğulları şu yorumu yapmaktadır: “Atsız Mecmua’nın diğer sayısında Namık Kemal’in ‘Mefkûremin Faciası’ yazısı Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu durumdan hoşnut olmayan şairin iç dünyasını gözler önüne serer.” (Mehmet Soğukömeroğulları, a.g.m., s. 108). Yiğit’in tezindeki cümle ise şöyledir: “Atsız Mecmua’nın diğer bir sayısında yer alan Namık Kemal’in ‘Mefkûremin Faciası’ yazısı Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu durumdan hoşnut olmayan şairin iç dünyasını gözler önüne serer.” (Mehmet Fatih Yiğit, a.g.t., s. 92). Esasen burada başka bir durum daha bulunmaktadır. Zira Atsız Mecmua’daki “Namık Kemal”, bilinen Namık Kemal değil, Atsız’ın kullandığı imzalardan biridir (Fethi Tevetoğlu, “Türkçü Dergiler VII,” s. 50-51). Ayrıca bahsi geçen yazıda Osmanlı Devleti’nin kötü durumda olduğunu belirten herhangi bir unsura rastlamak da mümkün değildir (Namık Kemal [Hüseyin Nihâl Atsız], “Mefkûremin Facıası,” Atsız Mecmua, I/3 (15 Temmuz 1931), s. 61-62). Tez ve makale arasındaki yüksek dozlu benzerliğin örneklerini çoğaltmak elbette mümkündür. Fakat, bu kadar örnek bile Yiğit’in tezinin ilgili kısmının Soğukömeroğulları’nın makalesinden kopyalandığını göstermeye kâfidir.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.