Egemen üretim avcılık olduğu sürece ürünlerin artışıyla nüfusun artışı arasında bir dengesizliğin doğması kaçınılmazdı. Gerçekten de nüfus hızla artarken, av hayvanları hızla tükeniyordu. Bu durum kıtlık içindeki insanlara nüfusun azaltılmasını veya
ürünlerin bir yol bulunup arttırılmasını yakıcı bir şekilde dayatıyordu. Avcılık ne kadar geliştirilirse geliştirilsin bunu sağlayamadığından ve hatta ekolojik dengeyi insanlar aleyhine giderek daha fazla bozduğundan ürünler artacak yerde eksiliyordu. Dolayısıyla nüfusu bir şekilde azaltmak için Kurban ve savaş yöntemlerine başvuruldu. Savaş zaten komünal yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı. Komün kendi dışında hemen her zaman başka komünlerle savaş halindeydi. Fakat savaşın bile yetmediği noktada tek bir yol kalıyordu; o da kurban.