Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İstanbul 25. buluşma - Yılanlardan öç almak için hala neyi bekliyorsunuz?
Biz mi yılanlardan öç alırız, yoksa onlar mı bizden? Soğuk bir aralık gününde, bir mekanda mimarı, Ankaralı bir işsizi, doktoru, öğretmeni, siyaset bilimcisi, ilahiyatçısı ve bunun gibi pek çok farklı meslekten insan sırf bu soruyu cevaplayabilmek için toplandı. Köy romancılarının en değerli kalemlerinden biri olan Fakir Baykurt'tan okuduğumuz
Yılanların Öcü
Yılanların Öcü
kitabında kimimiz yılan sembolünün edebiyattaki kullanımından ve içerisinde zehir-panzehiri aynı anda içermesinin kitaba olan zıtlıklarla dolu etkisinden kimimiz Demokrat Parti ve demokratçılığın Türkiye'de uygulanmasındaki hatalarından kimimiz ise köy gerçekçiliğinin küresel, dini ve siyasi olarak nasıl yorumlanabileceğinden bahsetti. Kadın direnişinin bu kadar ön plana çıktığı bir roman olmasından ötürü, Gorki'nin Ana'sına benzeten oldu, ataerkilliğe karşı bir ütopya tasarımı diyen oldu. Köydeki dini iktidarın halkın geçim sıkıntısıyla ve açlığıyla ilgilenmemesinden ötürü kimi bunu eksiklik olarak yorumladı kimisi ise din adamlarının halkın aç karnıyla ilgilenmemesi olarak yorumlamayı tercih etti. Lucifergillerden Ankaralı işsiz https://1000kitap.com/Nordavind'nın da değerli katkılarıyla toplandığımız bu buluşmada Mahmut Makal'ın başlattığı köy romanı ve toplumcu gerçekçilik, Fakir Baykurt, Yılanların Öcü kitabının Yunus Nadi Roman Ödülü alması ve Aylak Adam kitabının bir sonraki zamanın ruhunu başlatacak olması, Marksizm, köy özelindeki siyasetin ve yönetim anlayışlarının küresel çapta karşımıza nasıl çıktığı, metaforların ve sembolizmin edebiyatta kullanımı, Burdur halk dilinin kitaba nasıl yansıdığı ve bunun Fakir Baykurt tarafından nasıl kullanıldığı, kitapta güldüğümüz yerler ya da insanlara acıdığımız yerler gibi pek çok konunun 2,5 saate sığdırıldığı harika bir buluşma geçirdik. Peki, baştaki soruya dönecek olursak... Biz mi yılanlardan öç alırız, yoksa onlar mı bizden? Yılan, sembol olarak değerlendirildiğinde evin sahibi demektir. Yılanın bir eve bereket getireceğine inanılır ve eğer o yılanı öldürürsen o evden de bereket kaçar ve musibetler uğrar. Yani, konumuz yine köylerde ve ülkede aramızda yılan olarak gezen sorunlara geldi. Bu sorunlar mı bizden intikam alacaktı yoksa artık bizim mi intikam almamız gerekiyordu o yılanlardan? Sürünmeye mahkum fakat her an boynuna sarılıp hayatına mal olabilecek bu sorunlar taa Adem ile Havva'dan bu yana modern insanın çıkmazları zaten. Köydeki insanların yılanları geçim sıkıntısı, başka köylülerin diğer köylüler önüne ev yapmak istemesi, muhtarla yaşadığı sorunlarsa şehirdeki insanların yılanları da çaresizlik, işsizlik, umutsuzluk, gelecek kaygısı, intihar edip etmeme gibi binbir çeşit sendromu olabiliyor. Yılanların sizden öç almasını istemiyorsanız, vakit geçmeden sizin yılanlardan öç almanız lazım. Bireysel olarak elinizden geleni ardınıza koymayıp, bu dünyaya bir şeyler bırakıp öylece bu dünyadan gitmek lazım. Yılanlardan öç almak için hala neyi bekliyorsunuz? Birilerinin sizin evinizin önüne kadar yılan getirmesini mi? Yoksa o binbir çeşit yılan türünden birinin ülkenizin herhangi bir alanında yozlaşmaya daha çok izin vermesini mi? Bireysel olarak bu binbir çeşit yılandan bir tanesinin kaybolması için ne yapıyorsunuz? Tavandan tabana değil, tabandan tavana giden bu hayatta, yani işçi çalışmasa patronun da işinin aksayacağı bir hiyerarşide, siz kendi eylem ruhunuzu dışarıda grevlerle, pankartlarla, yürüyüşlerle sağlayamıyorsanız bile okuduğunuz kitapları beyninizdeki eylem hayatına ne kadar katabiliyorsunuz? Somut ve fiziksel eylemlerin öncelikle düşünsel eylem olarak başladığını biliyor musunuz? Toplum ve birey çatışmasının bu kadar belirginleştiği bir zamanın ruhunda, toplumdaki tümörlerin ve yozlaşmışlıkların eksilebilmesi için bireysel olarak bu sisteme, düşüncelerinizle ve bakış açılarınızla elinizden geldiğince antikor sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz? Yoksa sadece yerinizde oturmakla kalıp somut icraatler olmadan eleştirmekle mi yetiniyorsunuz? Eğer ki düşünsel ve somut eylem potansiyeliniz olan Irazca'nızı, maruz kaldığınız toplum ve atmosferiniz olan hayatla, yani yönetici olan kaymakamla, konuşturmak için bireysel bir çaba sarf etmiyorsanız bu yılanlardan öç alabilmek için de bir şey yapmamışsınız demektir. Çıkın düşünce köyünüzdeki Karataş'lara, Irazca ile birlikte direnin size dayatılanlara, Çıkın sinir topraklarınızdaki Kara Bayram'lara, direnin aklınıza yatmayan muhtarlara okuduğunuz kitaplarla, Çıkın toplumsuz gerçeksiz hayatlarınızdan ve toplumun bir gerçek olduğunu, onun arasında onu hedeflerinizle düzelterek ve iyileştirerek yaşayabileceğiniz kadar birey bilincine ulaşabileceğinizi düşünün... Yılanlardan öç almak için hala neyi bekliyorsunuz? Katılımcılar:
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
https://1000kitap.com/Nordavind
Osman Y.
Osman Y.
Selman Ç.
Selman Ç.
https://1000kitap.com/N____
Primadonna
Primadonna
Bülent
Bülent
Mehmet Cemre Özbek
Mehmet Cemre Özbek
Bukalemunus
Bukalemunus
Alev
Alev
https://1000kitap.com/Gzemzem
Gökçen Bayram
Gökçen Bayram
https://1000kitap.com/deliyurek07
ersal demirayak
ersal demirayak
Ziya
Ziya
Semih Mir
Semih Mir
Betül
Betül
yusuf yıldırım
yusuf yıldırım
https://1000kitap.com/moizefendi
Dilek
Dilek
Bookworms
Bookworms
Berfin yılmaz
Berfin yılmaz
Esra Aksoy
Esra Aksoy
Osman Üstündağ Eksik olan arkadaşlar varsa bildirirlerse ekleme yapabilirim. Toplu fotoğraflar: i.ibb.co/8Y5W9jN/22e01c1... i.ibb.co/8sg2SX0/46cfb14... i.ibb.co/rcvFz6v/a2fdd24... i.ibb.co/dJkgyXN/28a18c7...
··
140 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Nilüfer okurunun profil resmi
Yine güzel bir toplantı kaçtı. 😔 Nice keyifli toplantılarınız/mız olsun. Bir sonrakine görüşmek üzere inş.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.