Irazca Üçlemesi 1

Yılanların Öcü

Fakir Baykurt
Türkiyenin güzel mi güzel, yoksul mu yoksul bir köyüdür Karataş. Kara Bayram da bu köyün yoksullarından biridir. Babadan kalma tek odalı bir evde yaşar, iyi huylu karısı, üç yavrusu, bir de evinin direği anası Irazcayla. Dertli kadındır Irazca, yaslıdır. Ama dişlidir bir o kadar da. Kendi yağlarıyla kavrulup giderlerken, bir gün huzurları kaçar. Muhtar Cımbıldak Hüsnünün kayırdığı Haceli evlerinin önüne ev yapmaya kalkışır çünkü. Tabii Irazca dikleşir; kızılca kıyametler kopar köyde... ve kasabada. Gelmedik kalmaz başlarına... Fakir Baykurt, bu romanıyla, köy yerindeki küçük hesapları, bu hesapların peşinde koşan fırsatçıları, onların siyasetteki, bürokrasideki uzantılarını ve o zalimlerin ezmek, yok etmek istediği aydınlık, güzel insanları anlatıyor; kısacası yine memleket meselelerine değiniyor. Hem de, sakıncalı damgası yemek ve zamanında pek çok tartışmanın ve dolayısıyla husumetin odağı olmak pahasına... İki kez filmi çekilen, edebiyatımızın tartışmasız bir başyapıtıdır.
280 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1958
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

İnsan evlat acısını, yılan kuyruk acısını unutamaz dünyada!
280 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ve, bitti. Birkaç gündür bu kitapla yaşıyordum. Bu kitabı okuyor, bu kitaba dair yapılmış filmi izliyor, gece gözlerimi kapayınca bu kitabı düşünüyordum. Şimdi ayrılık vakti. Yaşam içinde bir yaşamın
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Fakir Baykurt / Yılanların Öcü Güçlünün zayıfı nasıl ezdiğini, paran ya da mevkin yoksa hakkını aramanın ne kadar zor olduğunu tüm açıklığıyla yansıtmış #FakirBaykurt
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
BİR SONRAKİ ROMAN KAHRAMANI BİZ OLMAYALIM
280 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Spoiler içerir Yıl 1959. Elimizdeki kitap içinde yazılanlardan gayri kendine ait bir başka maceranın da ana karakteridir. Fakir Baykurt bu kitabı 28 yaşında yeterli edebi ve toplumsal bilgiye haiz
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
İçimizden biri...
280 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Fakir Baykurt ile tanışmam hediye gelen
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli Kütüphaneci
kitabı ile oldu. Bu okuduğum dördüncü kitabıdır. Fakir Baykurt içimizden biri, halk diliyle yazan köy enstitüsü mezunu öğretmen bir yazar. Kitaplarında özellikle halkın, köylünün yaşadığı sıkıntıları dile getirmiştir. Üçleme olan bu kitabını, diğer kitapları gibi çok severek okudum. Hikaye Burdur'un Yeşilova ilçesine bağlı seksen haneli Karataş köyünde geçiyor. Deli Haceli ve Kara Bayram arasındaki toprak kavgası ve Kara Bayram'ın annesi Irazca'nın bozuk düzene baş kaldırışını anlatıyor. Üçlemenin diğer kitapları; sırasıyla
Irazca'nın Dirliği
Irazca'nın Dirliği
Kara Ahmet Destanı
Kara Ahmet Destanı
Kitaplarını okumadan önce Fakir Baykurt' un hayatını okumanızı tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar...
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
Karakaçanlar (eşek) çok filozof, çok sevimli hayvanlardır.
280 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Örnek bir öğretmen.....!!!! Asıl adı Tahir olan Fakir Baykurt, Burdur'un Yeşilova ilçesinin Akçaköy'ünde doğdu. Tahir ismini resmî bulan Baykurt, takma adı olsun istedi. Bir gün postadan
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Uzun zamandır kütüphanemde bekleyen bu kitabı sınavlar bitsin okurum, tatilde okurum diyee diyee erteleyip okuyamamıştım. Sevgili
Ebru Ince
Ebru Ince
'nin Fakir Baykurt etkinliği vesilesi ile sonunda okuyabildim. Kendisine buradan sevgiler, saygılar :) Gelelim kitabımıza. Kara Bayram, karısı, çocukları ve anası Irazca köyde yaşayan, geçimini tarladan sağlayan bir aile. Bayram ve Haçça akşama kadar tarlada çalışıyor ve paramız olsa şunu alırız böyle yaparız diye minnak minnak hayaller kuruyorlar. Bu ailenin bir de düşmanları var, yılanlar. Bayram'ın babası sözde bir gün yılanların başı Şahmeran'ı öldürmüş de o günden sonra yılanlar bu aileye düşman olmuş, soylarını kurutmak ve mallarına zarar vermek istiyormuş da... Sonuç olarak Bayram ve ailesi yılanları, yılanlar da onları sevmiyor. Günler böyle geçerken bir gün köylüleri Deli Haceli'nin evlerinin önüne ev yaptıracağını öğreniyorlar. Evlerinin manzarasının kapanması ve karşı evin ahırının burunlarının dibinde olmasını istemiyorlar. Haceli de bir yandan haklı hani adam yıllarca su alan rutubetli bir evde oturmuş, parasıyla aldığı toprağa ev yapmak hakkı. Bundan sonraki olayları, aileler arasındaki husumeti kitabı okuyacak arkadaşlara bırakıyorum, tadı kaçmasın ve kitap ile ilgili düşüncelerime geçiyorum. Fakir Baykurt köy ağzını kitaba çok güzel yansıtmış. Biraz da argo kelimeler var ama çok rahatsız etmiyor. Kitap gayet eğlenceliydi. Okurken keyif aldım. Okumak isteyen, elinde olup da benim gibi erteleyen arkadaşlara okumalarını tavsiye ederim. İyi okumalar sevgili 1k :)
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
Bir belalı eser: Yılanların Öcü ..
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kaderine terk edilmiş Karataş köyü ... Haksızlığa boyun eğmek zorunda kalan çaresiz köylüler .. Ve adeletin olmadığı yerde , kendi adaletini sağlamaya çalışan bir kadın .. Siyaset ve propaganda ile köylüyü kendince yola getirmeye çalışan bir Muhtar.. Ve bunlardan etkilenen masum insanlar .. Yılanlar üzerinden hâlâ süren batıl inançların insanlara olan etkileri .. Toplumsal sorunları köy gerçeği ile işleyerek bizlere aktarmış yazarımız .. Fakir Baykurt, kitap nedeniyle açılan soruşturma sonucunda öğretmenlik mesleğinden uzaklaştırılmış maalesef … Toplumsal sorunları yazmak, düşünmek , eleştirmek hep suç ..Yazarın dediği gibi Ulüemre itaat ! yani.. Ama ,onlara en güzel cevabı şu sözlerle vermiş; “Tek başıma da kalsam, bir sanatçı olarak ben onları dinlemem. Onların sözüne bakip  yazacaklarımdan geri kalmam. Onların keyfine göre tek satır yazmam, fırlatır atarım elimden o kalemi”.. Kalemine sağlık Fakir Baykurt .. Umarım yılanlarla savaşmak yerine , batıla inanmaktan vazgeçip ,süregelen düzeni değiştirebiliriz .. İyi okumalar ..
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Caaanım
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
'un külliyatindan bir roman daha okuyarak, ona olan saygı ve hayranlığimi bir kez daha arttirdim. Bir yandan da şöyle bir üzüntüm var ki, külliyat bir tane daha azaldı. Her Fakir
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Adam Yayınları · 20036,4bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
Fakir Baykurt’tan okuduğum ilk kitap Yılanların Öcü. Daha önce Yaşar Kemal’in kitaplarında da çokça işlenen köy yaşamı tüm gerçekliğiyle işlenmiş. Kitabın olay örgüsü harika. Olay örgüsünün yanı sıra, dil öylesine güzel kullanılmış ki gerçekten köylü biriyle konuşuyor gibi hissediyorsunuz. Vermek istediği mesajlar oldukça derin ve toplumu da tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Yoksulluk, hırs, inat, ahlaksızlık, adam kayırma, güçlünün yoksulu ezmesi gibi bir çok konu işlenmiş kitap boyunca. Kanunun ülke çapında geçerli olmasının önemini de kavratıyor kitap. Kanun; zengine, kaymakama, yüzbaşına, muhtara değil; herkese uygulanmalıdır. Kısaca kitaptan böyle bahsedebilirim. Okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar dilerim:)
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Türkiye'nin güzel mi güzel, yoksul mu yoksul bir köyüdür Karataş. Kara Bayram da bu köyün yoksullarından biridir. Babadan kalma tek odalı bir evde yaşar, iyi huylu karışı, üç yavrusu, bir de evinin direği anası Irazca'yla. Dertli kadındır Irazca, yaslıdır. Ama dişlidir bir o kadar da. Kendi yağlarıyla kavrulup giderlerken, bir gün huzurları kaçar. Muhtar Cımbıldak Hüsnü'nün kayırdığı Haceli evlerinin önüne ev yapmaya kalkışır çünkü. Tabii Irazca dikleşir; kızılca kıyametler kopar köyde... ve kasabada. Gelmedik kalmaz başlarına... Fakir Baykurt, bu romanıyla, köy yerindeki küçük hesapları, bu hesapların peşinde koşan fırsatçıları, onların siyasetteki, bürokrasideki uzantılarını ve o zalimlerin ezmek, yok etmek istediği aydınlık, güzel insanları anlatıyor; kısacası yine “memleket meselelerine” değiniyor. Hem de, sakıncalı damgası yemek ve zamanında pek çok tartışmanın ve dolayısıyla husumetin odağı olmak pahasına... İki kez filmi çekilen, edebiyatımızın tartışmasız bir başyapıtıdır Yılanların Öcü.
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20216,4bin okunma

Yazar Hakkında

Fakir Baykurt
Fakir BaykurtYazar · 55 kitap
Fakir Baykurt (Asıl adı Tahir'dir) (d. 15 Haziran 1929, Burdur - 11 Ekim 1999, Almanya) Türk yazar, sendikacıdır. Çocukluğu Fakir Baykurt (Asıl adı Tahir'dir) Burdur'un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy'de doğdu, Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929 yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; "1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır..." Tahir Baykurt'un annesinin adı Elif ve babasının adı Veli'dir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akçaköy İlkokulu'na başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı Osman Erdoğuş tarafından Balıkesir iline bağlı Burhaniye köyüne götürülür ve orada dayısının yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşı'nın başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköy'e dönerek okula devam etme imkânı bulur. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda şiir yazmaya başladığı dönemdir. Köy Enstitüsü yılları İlkokulu bitirdikten sonra Isparta Gönen Köy Enstitüsü'ne yazılır. Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar, kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçe'ye çevrilen klasikleri okur. Fakir Baykurt Köy enstitüsündeki yıllarını ve kendisine kazandırdıklarını şu şekilde anlatmıştır; "...Köy enstitüsü benim için olağanüstü bir fırsat oldu. İlkokulu bitirdikten sonra gidebileceğim başka hiçbir okul yoktu. Ailemin gücü yetmezdi. Ben okumak istiyordum enstitü benim gibi köy çocuklarını çağırıyordu..." "...Klasiklerin en iyi okuru enstitülü gençlerdi. Ceplerimizi ona göre yaptırırdık, kitap sığsın. Kız arkadaşlarımız koyun kuzu gütmeye giderken, torbaya azıkla birlikte kitap da katardı..." Bu yıllarda Bursa Cezaevi'nde olan Nazım Hikmet'in şiirleri ise gizli gizli yayılmaktadır. Tahir Baykurt da bu dönem Nazım Hikmet'in şiirlerini bulur ve gizli gizli okumaya başlar. "...Kitaplıkta Nazım Hikmet'in kitapları yoktu. Yasaklandığını öğrenince Çivril'in bir köyüne gidip onları buldum. Nazım'ın yedi kitabını kendi yaptığım defterlere kitap harfleri ile yazıp defalarca okudum." Köy enstitüsü yıllarında ilk şiiri Fesleğen Kolum Eskişehir'de çıkan Türke Doğru dergisinde çıkar. Edebiyata olan ilgisinden dolayı enstitüde de kitaplığın yönetimine seçilir ve daha fazla okuma fırsatı bulur. 1947 yılında Köy Enstitüleri ve Kaynak Dergisi'nde şiirleri çıkar ve bu yıllarda önce şiirlerinde daha sonra tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullanmaya başlar. Köy enstitüleri üzerindeki baskıların artması ile birlikte tüm enstitülere daha baskıcı yönetimler atanmaya başlar. Bu dönemde enstitüler daha önceki bir çok özelliğini yitirmeye başlarken eski öğrencilerin yaşam alışkanlıkları da bu yeni yönetimlerce sorun olmaya başlar. Fakir Baykurt da yeni atanan müdürle sorunlar yaşar ve defalarca kovuşturmaya maruz kalır. Ancak 1947 yılında Köy enstitüsünü başarı ile bitirir ve Yeşilova'nın Kavacık Köyü'ne öğretmen olarak atanır. Öğretmenlik ve yazarlık yılları 1951 yılında ölene kadar birlikte olacağı Muzaffer Hanım'la evlenir. Bu yıl ayrıca körbağırsağı patlar ve iki kez amelliyat olur. Öğretmenliği Dereköy'e aktarılır. Üzerindeki baskılar devam eder, savcılıkça evine baskın yapılır ve koğuşturma geçirir. 1953 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’ne girer ve bir sene sonra bu sefer Gayret Dergisi'nde çıkan bir yazısı nedeni ile yargılanır. 1955 yılında Gazi Enstitüsü'nü de başarı ile bitirirerek Hafik'de açılan ortaokula atanır. Aynı yıl ilk kitabı olan Çilli yayınlanır. 1957 yılında askere alınır ve Ankara Piyade Yedek Subay Ortaokulu'na öğretmen olarak atanır. İlk kızı Işık da bu yıl dünyaya gelir. 1958 yılında ilk romanı Yılanların Öcü Cumhuriyet Gazetesi'nin açtığı Yunus Nadi Roman Ödülleri'nde birinci olur. Ancak roman nedeni ile hem Baykurt hem Cumhuriyet koğuşturma geçirir. Baykurt bu dönemden sonra Cumhuriyet Gazetesi'nde yazmaya başlar. Askerlikten sonra Şavşat Ortaokulu'na öğretmen olarak atanır ve ikinci kızı Sönmez dünyaya gelir. Yılanların Öcü adlı romanı da Remzi Kitapevi tarafından basılır. Ardından Köy ve Eğitim Yayınları tarafından Efendilik Savaşı adlı kitabı yayımlanır. Cumhuriyet'teki bazı yazıları yüzünden öğretmenlikten alınıp Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Bölümü'nde görevlendirilir. Sürüp giden yazıları ve Yılanların Öcü romanı yüzünden Bakanlık buyruğuna alınarak cezalandırılır. Altı ay açıkta kaldıktan sonra 27 Mayıs 1960'da Ankara İlköğretim müfettişliğine atanır ve aynı yıl Efkar Tepesi adlı kitabı basılır. 1961 yılında yazarın Yılanların Öcü adlı romanı tiyatroya ve filme uyarlanır. Tiyatro gösterimi yasaklanır, film ise ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in konuya el koyması ile gösterime girer ancak filmin gösterimi sırasında olaylar çıkar. Bu yıl ayrıca yazarın Onuncu Köy, Karın Ağrısı, Irazca'nın Dirliği kitapları yayımlanır. Bir sene sonra yazarın oğlu Tonguç dünyaya gelir. Baykurt Amerika'ya giderek, Bloomington'daki Indiana Üniversitesi'nde göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi görür. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini sürdürür. Onuncu Köy Bulgarca'ya çevrilir ve kitapları Bulgaristan'da Türkçe olarak da basılır. Yılanların Öcü ile Irazca'nın Dirliği de Almanya'da, "Die Racheder Schlangen" adıyla basılır. Yılanların Öcü Rusça'ya çevrilir. Türkiye Öğretmenler Sendikası 1965 yılında TÖS'ün kuruluşuna katılır ve genel başkan seçilir. 1966 yılında İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak yeni kurulan Milli Folklor Enstitüsü'nde uzman olarak atanır. Kaplumbağalar ve Amerikan Sargısı romanları yayımlanır. 1967 yılında Onuncu Köy adlı eseri de Rusça'ya çevrilir. Yazıları ve TÖS'teki çalışmaları yüzünden sık sık kovuşturma geçiren Baykurt Gaziantep'in Fevzipaşa bucağına sürülür. TÖS "Devrimci Eğitim Şurası"nı düzenler. Bir yıl sonra da TÖS "Büyük Eğitim Yürüyüşü"nü bir sene sonra da "Genel Öğretmen Boykotu"nu düzenler. Bu faaliyetlerinden sonra tekrar görevden alınarak bakanlık emrine alınır ancak Danıştay kararı ile görevine geri döner. 1970 yılında Fevzipaşa'dan Ankara'ya Ortadoğu Teknik Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirilir. Anadolu Garajı ve Tırpan kitapları yayımlanır. Tırpan ve Sınırdaki Ölü ile TRT Ödülleri'ni kazanır. Ardından Onbinlerce Kağnı adlı kitabı yayımlanır. Sıkıyönetim yılları 1971'de ordunun yönetime el koyması ile başlayan sıkıyönetim döneminde Baykurt iki kere gözaltına alınır. Aynı yıl Tırpan ile Türk Dil Kurumu Ödülü'nü kazanır. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara Merkez Cezaevi'ne aktarılır. 1973 yılında Can Parası ve Köygöçüren basılır. Baykurt'un yurt dışına çıkışı da yasaklanmıştır. 1974 yılında İçerdeki Oğul basılır. Keklik romanını yazar. Can Parası ile Sait Faik Ödülü'nü kazanır. Askeri Yargıtay'da TÖS Davası'ndan beraat eter. Sınırdaki Ölü ve Keklik kitap olarak basılır. 1976 yılında Sakarca basılır. Emeklilik Yılları Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olan Baykurt Madaralı Roman Ödülü'nün kuruluşuna yardımcı olur. 1977 yılında İsveç'te öğretmen yetiştirme çalışmalarına katılır ve Yayla romanı basılır. Frankfurt Uluslar arası Kitap Fuarı'na katılır ve Almanya, Hollanda ve İsviçre'ye geziler yapar, göçmen işçilerle iletişim kurar. 1978 Yılında Sakarca sahneye uyarlanarak İstanbul Şehir Tiyatroları'nca oynanır. Kara Ahmet Destanı ile Orhan Kemal Ödülü'nü kazanır ve Kültür Bakanlığı'na danışman olur. 1979 yılında Tırpan adlı eseri de tiyatroya uyarlanır. Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalya'da oynanır. Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere tekrar Almanya'ya gider. Duisburg şehrinde yaşamaya başlar. Yandım Ali kitap olarak basılır. Bu dönemde ODTÜ'de öğrenci olan oğlu Tonguç da tutuklanır. 1980 yılında Tırpan İstanbul Şehir Tiyatroları'nca da sahneye konulur ve iki mevsim oynanır. Tırpan'dan ötürü Baykurt ve Taner Barlas, "Avni Dilligil En Başarılı Yazar" ödülü kazanırlar. Suna Pekuysal da "En Başarılı Oyuncu" seçilir. Rur Havzası'nda Türk işçi çocukları için başlatılan RAA programında görev alır ve bir İngiltere gezisi yapar. Kızı Işık da bu yıl tutuklanır. Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol alan sanatçılar "İsmet Küntay Ödülü" kazanırlar. Tırpan'daki oyunu nedeniyle Suna Pekuysal "Ulvi Uraz Ödülü"nü kazanır. 1981'de "Sakarca" İsveç'te çizgi film yapılır ve Macarca'ya da çevrilir. DDR'de bir inceleme gezisi yapar. Öyküleri Gürcistan'da da kitap olarak basılır. "Kaplumbağalar" filminin senaryo çalışmalarına katılmak üzere İsviçre'nin Neuchatel şehrine gider. Almanya'daki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri "Gece Vardiyası" adıyla basılır. İşçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri de "Barış Çöreği" adıyla basılır. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda'da iki dilli olarak yayımlanır. 1983 yılında "Yüksek Fırınlar" kitap olarak basılır. Oğlu Tonguç'la birlikte Sovyetler Birliği gezisi yapar. Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine ve Yasnaya Poliana'ya giderek Tolstoy'un Yurtluğu'nu ziyaret eder. 1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü'nü kazanır. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca, Yılanların Öcü ile Irazca'nın Dirliği Bulgarca basılır. Türkiye'de "Barış Derneği İkinci Davası"nda sanık olarak aranır. 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği BDI'nin Yazın Ödülü'nü alır. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları Türkçe ve Almanca olarak basılır. 1986 yılında Duisburg'ta öğretmenliğe başlar ve yurt dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişimi'nin yönetiminde görev alır. "Duisburg Treni" adlı eseri basılır. Kopenhag'ta Dünya Barış Kongresi'ne katılır aynı yıl Koca Ren basılır. 1987 yılında Keklik romanı 20 öyküsüyle birlikte Rusça’ya çevrilip basılır. Londra’ya bir gezi yaparak Highgate’te Karl Marx’ın gömütünü ziyaret eder. Aynı yıl aralarında birçok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Mihail Şolohov, Ernest Hemingway, İvan Gonçarov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye – Yunanistan Dostluk Gelişimi’nin Avrupa’da kuruluşunda görev alır. Tiflis’te İlaya Cavcavadze’nin 150’nci doğum yıldönümü konferansına katılır. 1988 yılında İçerdeki Oğul’u oyun olarak tekrar yazar. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan Halvaşi’nin şiirlerini Türkçe’ye çevirir; Kitap Eninde Sonunda adıyla Almanya’da basılır. 1989 yılında Kuru Ekmek romanını yazar. İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk Tiyatrosu’nda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskova’ya yeni bir gezi yaparak Nâzım Hikmet’in evinde ve arşivinde çalışır. Baykurt ders vermeyi Pestalozzi Okulu’nda sürdürür. Şiirleri Hollanda’da “Vuurdoorns – Ateşdikenleri” adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, “KALEM – Schreiber” dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat geçirir. 1992 yılında, bugün Literaturcafé Fakir Baykurt adıyla varlığını sürdüren Duisburg Edebiyat Kahvesi'ni kurar. Bir Uzun Yol’un Almanca’sı “Ein langer Weg” adıyla çıkar. Yazar bu yıl bir de Çin gezisi ertesi yıl da Avustralya gezisi yapar. 1995 yılında Almanya’da öğretmenlik yaptığı çalıştığı Pestalozzi Okulu’ndan emekliye ayrılır. Öykü Kitabı bizim İnce Kızlar basılır ve 7 kitaptan oluşan Özyaşam öyküsünü bititir. 10 Mart'ta Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Yardımlaşma Vakfı tarafından “Fakir Baykurt’a Saygı Gecesi” düzenlenir. Bu yıl Yarım Ekmek romanı da yayımlanır. 1998 yılında Telli Yol öykü kitabı ile birlikte, “Özyaşam” dizisinin ilk cildi “Özüm Çocuktur” yayımlanır. Gezi yazılarının bir bölümünü Dünyanın Öte Ucu (Avustralya Gezi İzlenimleri) adıyla yayımlanır. Benli Yazılar deneme kitabıyla birlikte “Özyaşam” dizisinin ikinci ve üçüncü ciltleri (Köy Enstitülü Delikanlı; Kavacık Köyünün Öğretmeni) çıkar. 1999 Nisan genel seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi İzmir milletvekili Adayı olur. 11 Ekim 1999 Pazartesi günü tedavi gördüğü Almanya’da Essen Üniversitesi Kliniği’nde pankreas kanserine yenik düşerek ölmüştür.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.