Gönderi

“Hoş tutulan bir oyuncak olmak, onlara insan olmaktan daha kolay ve cazip geliyordu. Erkeklerle de arkadaş olmadım. Aradıkları yumuşak lokmayı bende bulamayınca müsavi kuvvetlerle karşı karşıya gelmektense kaçmayı tercih ettiler. O zaman erkek azminin ve kuvvetinin ne olduğunu gayet iyi anladım; dünyada hiçbir mahluk bu kadar kolay muvaffakiyetler peşinde koşmaz ve hiçbir mahluk erkekler kadar hodbin, kendini beğenmiş ve kibirli, fakat aynı zamanda korkak ve rahatına düşkün değildir. Bir kere bunları fark ettikten sonra erkekleri sahiden sevebilmem imkansızdı. En hoşuma giden ve birçok hususlarda bana yakın olan adamların bile, küçük vesilelerle, bu kurt dişlerini gösterdiklerini; her ikimize aynı derecede zevk veren beraberliklerden sonra, özür dilemeye, himaye etmeye çalışan, fakat aynı zamanda herhangi bir şekilde muzaffer olduğunu zanneden ahmakça bakışlarla yanıma sokulduklarını gördüm. Halbuki acınacak halde olan, zavallılıkları ortaya çıkan onlardı. Hiçbir kadın ihtiras halindeki erkek kadar zayıf ve gülünç olamaz. Buna rağmen bu hallerini kuvvet tezahürü zannedecek kadar yersiz bir gururları vardır… Aman yarabbi, insan deli olur… Kendimde hiçbir gayri tabii temayül bulunmadığını bildiğim halde, bir kadına aşık olmayı tercih ederim. Korkmayın, zannettiğiniz gibi değil. Bir erkeği sevmem lazım geldiğine inanıyorum. Ama sahiden bir erkek… Hiçbir kuvvete dayanmadan beni sürükleyebilecek bir erkek… Benden bir şey istemeden, bana hakim olmadan, beni tezlil etmeden sevecek ve yanımda yürüyecek bir erkek… Yani hakikaten kuvvetli, tam bir erkek…”
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.