Gönderi

Hasan Hüseyin Korkmazgil’in bir yazısı.
Sakallı Celal bireyci miydi? Hayır! Güçsüz müydü? Hayır! O gerçekten aydın, güçlü, mutlu, seven, ileriyi gören insandı. Fakat içinde yaşadığı toplum düzeni ona yararlı olma fırsatı vermedi. Zaten bu toplum, aydınları, ileriyi görenleri, erken doğmuşları yiyerek geliştiği içindir ki ilerleme kaplumbağa hızına eşit olmaktadır. Bu düzensiz toplumda mert insanın, iyi insanın, aydın insanın manevra alanı çok dardır. Sakallı Celâl gericilikle savaşta yalnız bırakıldığını anladığı andan itibaren kendi kabuğuna çekilmiş; kimseye boyun eğmeden, inançlarından vazgeçmeden, dilediği gibi yararlı olamamanın büyük acısını çekerek yaşamış ve ölmüştür. Tarih, tek başına kavganın topluma, insanlığa pek bir şey kazandırmadığını açıkça göstermektedir. Aydınlar birleşmedikçe, birlik olmadıkça, çalışan kitlenin desteğini sağlamadıkça kurtuluş çok gecikecek. Kim bilir, daha nice Sakallı Celâl'ler kendi kabuklarına çekilip aydın kişi olmanın çilesini çekeceklerdir...
Sayfa 40 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.