Ögedey'in ölümünün Moğolların Doğu Avrupa seferini bırakmalarına
neden olması gibi, Mengü'nün ölümü de Ortadoğu ve Anadolu'daki genişleme
planlarını sona erdirdi. Ayrıca, daha sonra söz edileceği gibi,
Hülagü'nün yokluğunda Müslümanlar, talihsiz Ket Buka'nın buyruğundaki
küçük birliklere saldırma fırsatı yakaladılar. Böylece, 13. yüzyıl
Moğollarına karşı ilk zaferi kazanarak intikam almayı da başardılar.
Ulu Kağanlık için düzenli bir tahta çıkma sırası bulunmaması, bir
kez daha Moğol dünyasının altüst olmasına neden oldu. Belli bir hilafet
düzeni olmadığı için, yeni hükümdarı seçmek üzere kurultay toplanması
gerekiyordu. Mengü'nün seçimi sırasında oluşan koşulların (tartışmalı
seçimler ve tahta çıkmasının ardından yaşanan tasfiyeler) sıkıntıları
nasıl artırdığını ve kurultayın itibarını sarstığını görmüştük. Görünüşe
göre, en büyük askeri güce sahip olan önder (Mengü'nün seçilmesi sırasında
Batu gibi) seçimleri etkileyebiliyordu. Kağanlığın en büyük adaylarını,
diğer her şeyden çok kaba askeri güç belirliyordu. Önde gelen
iki aday kendilerini denk görüyorlarsa çatışma tehlikesi de büyüyordu.
Bu tür bölünmeler, Moğol topraklarında istikrarı pek sağlayamıyordu.
Mengü'nün 1251 yılında tahta çıkması, önde gelen dört Moğol obasından
Ögedey ve Çağatay oğullarını dışlamıştı.