Gönderi

Gide'in romanının kahramanı bir güdü, en azından para, intikam gibi alışıldık bir güdü olmaksızın kasten adam öldürmek suretiyle mutat cinayet işleme zincirini kırmaya girişir. Lafcadio trendeki yerinde otururken, kompartımanında gördüğü yabancıyı öldürmek için tek yapması gerekenin, kapının mandalını açıp adamı iterek ölüme atmak olduğunu fark eder. İlhamını "nedensiz bir cinayet" (erime immotive) işleme beklentisinden alan Lafcadio kapı mandalını bir darbeyle açar ve adamı ölüme gönderir. Gide'in kahramanı, karşı konmaz bir kalıtımsal kusurdan ya da ezici biyolojik, psikolojik yahut toplumsal etkilerden dolayı cinayet işleyen Zola katillerinin aksine, yalnız ve yalnız nedensiz öldürme nedeniyle cinayet işler. Gide bununla da yetinmeyip, edebi gayesini Lafcadio' ya açıklarken Gide'in kendi yaklaşımım dillendiren bir diğer karakterle, romancı Julius'la Zola'nın tekniğine meydan okur: "Eskiden karakterlerimde mantık ve tutarlık gözetirdim, ... [ama] bu doğal değildi." Ona göre insanlar ne mantıklı ne de tutarlıdır. Julius cinayet hakkında ise şöyle bir belirlemede bulunur: "Cinayet için bir neden olsun istemiyorum - tek istediğim, katilin bir izahı. Evet! Onu sebepsiz yere suç işlemeye -ortada hiçbir neden olmaksızın suç işlemeyi istemeye- sevk etmek niyetindeyim." Julius burada kafasındaki fikri abartmaktadır, çünkü Lafcadio'nun cinayet fiili de aslında bir nedene dayanmaktadır, gelgelelim bu neden, daha sonra Gide'in de belirttiği gibi, natüralist romanlardaki "sıradan psikolojik açıklamalar"a konu değildir.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.