Bediüzzaman, 15 yılını geçirdiği Van'da valiyle sık sık buluşup İslâm ve Hıristiyanlık dünyalarının hâlleri üzerinde fikir yürüttü. Bir gün, ellerine geçen bir gazetede müthiş bir haber okumuşlardı: İngiliz Sömürgeler Nâzırı Mebuslar Meclisinde, elinde Kur'an meâli, kürsüye geçiyor ve onu mebuslara doğru uzatarak şöyle diyor:
-Bu kitap müslümanların elinde kaldıkça ve onlar bu kitaba bağlı bulundukça biz kendilerine hâkim olamayız! Ya Kur'ân'ı ortadan kaldırmanın, yahut müslümanları ondan soğutmanın yolunu aramalıyız!
Bediüzzaman bu haber karşısında o kadar sarsılıyor ki, şöyle haykırıyor:
-Kur'an'ın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu ben dünyaya ispat edeceğim!