"Bir avrat, cariyesini (halayık) çıkrıkçıya zıbık yaptırmaya göndermiş. Zıbıkçı, bu halayığı geri döndermiş ve kendisinedemiş ki: 'Git, kadınına danış. Zıbığı, Arap mı, Acem mi Türk
mü yoksa Tatar tarzında mı düzeyim?1
Cariye dönüp bu haberi verince evin hanımı, ‘Bire var ustaya sor hele, Acem, Türk, Tatar işi nasıl olur?'
Halayık yine gelmiş, soruyu sormuş. Zıbıkçı cevap vermiş:
'Arabınki ince ve uzun, Aceminki kısa ama yoğun, Türk'ünkinin başı yoğun dibi ince, Tatar'ınkinin başı küçük dibi yoğun
olur.'