Tüm o süre zarfında ise babam kirli beyaz tişörtünün önünde kavusturduğu kolları ve ifadesiz suratıyla kapının eşiğinde duruyordu. Bense, daha o an onu kaybettiğimin farkındaydım. Vereceğim cevapların artık ne önemi vardı ki? Suçluydum. Suç zaten hep benim değil miydi?
Bazen sevginin bedeli böyle ödeniyordu.