Gönderi

Deist, teist, ve ateist olup olmadığı tartışmalarına konu olan Hume’un dine karşıt ahlakı Nietzsche’ninki gibi belirsiz değildir. Hume, dinin siyaset üzerinde zararlı olduğunu çatışmayı ve işkenceyi doğurduğunu iddia eder. Antik/klasik ve modem arasındaki yıkımı Hıristiyanlığın anti doğal sonuçlarına atfeder. Nitekim dine karşıtlığıyla bilinen ve Nietzscheci bir üsluba sahip filozofun “Dialogues” adlı eseri Nietzscheci bir çalışmadır. Hem soykütüksel (ieneolojic) hem de dinî acımasızlığıyla Hıristiyanlığın ahlakî yaklaşımına bu eserinde eleştiri getiren Hume için din; hasta insanın rüyalarımın üretimiyken, Nietzsche için ise insan zihninin büyümesinde yıkımdır. Nietzsche’ye göre, Antiklerin kutsal kavramı Hıristiyanlardan daha soylu ve sağlıklıdır. Grek Tanrıları soylu ve otokratik insanların yansımalarıyken Eski Ahit’in ve Yahve’nin Tanrısı ise gücün, neşe ve umudun tanrısıdır. İnsanı daha az yararlı bir varlık kılan keşiş erdemlerini mahküm eden Hume’a göre, bu erdemler zihnin aptallaşmasını, kalbin katılaşmasmı sağlar, hayali karartır ve yumuşaklığı asık bir surata dönüştürür (Beam, 1996: 308). Hume, Nietzsche gibi kahramanların erdemlerine hayran olmuştur ve ılımlılaştırilmiş saygınlıktan da keşiş değerlerinden de uzak durmuştur. Hume için cesaret, hırs ve yüce gönüllülük kendine saygı ve gururla bağlantılıdır (Frasca'Spaı da, 2005: 148). O, Nietzsche gibi keşişvari erdemlerin, kokuşma ve çöküşü (de' cadence) meydana getirdiğini düşünür.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.