Gönderi

Şüphesiz, bünyemiz öyle yaratıldığı için, her şeyi kendimizle, kendimizi de diğer her şeyle karşılaştırdığımızdan, mutluluk ya da sefaleti kendimizi karşılaştırdığımız nesnelerde buluyoruz ve bu yüzden hiçbir şey yalnızlık kadar tehlikeli değil bizim için. Doğası gereği yükselmeye koşullanmış olan ve şiir sanatının fantastik imgeleriyle beslenen hayal gücümüz bir dizi varlık oluşturuyor kendine, biz de bunların en alt kademesinde yer alıyoruz, bizim dışımızda her şey mükemmel, diğer herkes kusursuz görünüyor. Üstelik gayet normal bir biçimde gerçekleşiyor bu. Bizde bir şeyler eksik gibi hissediyoruz sık sık ve tam da bizde eksik olanlar başkasında varmış gibi geliyor bize, üstüne üstlük kendi sahip olduklarımızı da onlara sunuyoruz, üstüne bir de ideal bir memnuniyet fikri icat edip ekliyoruz. Böylece mutlu insan dediğimiz şey, yarattığımız kendimiz, nihai halini almış oluyor. Öte yandan, bütün zayıflığımıza ve tükenmişliğimize rağmen tutturduğumuz hedef yönünde çalışmaya devam ettiğimizde, savrula savrula ve rüzgâra karşı ustalıkla zikzaklar çizerek de yol alsak başkalarının yelkenle ya da kürekle ilerlediğinden daha ileriye gidebildiğimizi anlıyoruz - dolayısıyla - bu da kendimizle ilişkimizde başkalarından geri kalmamış olmaktan ya da onları geride bırakmaktan çok daha samimi bir tatmin duygusu yaşatıyor.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.