Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Horgörüyü nasıl yok edebilirsiniz, özellikle de yalnızca sofra adabındaki ya da gözkapağının yapısındaki farklılıklar gibi önemsiz şeylerden kaynaklanıyorsa?” . İmparatorluk tehlikede, barbarlar örgütleniyor ve saldırıya hazırlanıyor. O yüzden önlem almalı. En sert, en kanlı yol seçilmeli. Barbarların kökü kurutulmalı ki huzura erebilmeli.. Ama böyle düşünmeyen biri var: sınır bölgelerinden birinin sulh hakimi.. Doğruları söyleyen tek adam olmayı mı hedefliyor? İnancı doğrultusunda şehit düşmeyi mi istiyor? Hayır.. . Sulh hakimi masum değil kesinlikle. Bölgesine gelen, barbarlarla savaşmaya hazırlanan albay ve askerlerden çok da farklı değil. Ama bakan gözleri artık görmeye başlıyor. Bir aydınlanma mı bu? Belki de artık kaybedecek bir şeyi kalmayışın rahatlığıdır üzerindeki.. . Utanç adlı eseriyle tanıdığım Coetzee bu kitabında sözde ‘uygarlığın kara çiçeğinin’ açmasını anlatıyor. Ve sorguluyor: “kim barbar? kim uygar?” Sulh hakiminin ağzından anlatılanlar hayali bir yere ait ama bildiğimiz bir düzen. Sömüren, kanla beslenen, renginin üstünlüğüne inanan.. Hayali bir zaman ama aslında dün,yakın geçmiş ve şimdi.. . Utanç’taki erkek karakterin kendiyle yüzleşmesi gibi Barbarları Beklerken’de de ana karakter çıplak kalıyor. Utanıyor, pişmanlıkla doluyor, çaresiz kalıyor ve büyük bir çözülme yaşıyor. Sadece düzen eleştirisiyle değil karakteri ete kemiğe büründürmesiyle de beni etkiledi Coetzee’nin anlatımı. . Dost Körpe çevirisi ve Utku Lomlu kapak tasarımıyla (ki Coetzee kitaplarının kapak tasarımlarını çok beğeniyorum)
Barbarları Beklerken
Barbarları BeklerkenJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 20191,570 okunma
·
142 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.