Diğer Gogol incelemende demiştin ya Semih, Gogol ve Dostoyevski arasında kalıp Gogol'ün öne geçmeye başladığını hissediyorum diye... Hah, Gogol'ün muhalif ve iğneleyici kimliği Dostoyevski'den çok daha üstündür mesela. Hatta Dostoyesvki, sosyalist-devrimci nitelikleri bulunan Petraşevski grubundayken bile ilerideki karısı Anna Dostoyevskaya'ya göre içinde gizliden bir Çar sevgisi besliyordu. Yani Puşkin ve Gogol'ün despotizme karşılığını, özgürlüğe susamışlığını ve ironilerle birlikte oluşan siyasi muhalifliğini Dostoyevski'de bulamayız mesela, Dostoyevski'nin ana amacı bu değildir zaten.
Açıkçası ben de senin gibi sanatçının muhalif olanını daha çok seviyorum, kendi toplumunun gerçeklerine kayıtsız kalmayan, toplumunun yaşadığı zorlukları yadsımayan ve aynı zamanda Gogol'ün de dediği gibi rütbesi kadar çalan insanların farkındalığında olmamız lazım.
Velhasıl yine senin sayende düşünceden düşünceye atladığım bir inceleme olmuş, sanırım senin incelemelerinin en özgün özelliği de bu. İçerisinden pek çok soru yakalayabiliyoruz ve bu da okurun hiç bilmediği bir kitap olmasına rağmen o kitaba yakınlaşmasına sebep oluyor.
Eline sağlık dostum.