Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bazı günler konuşamazdı insan.
Öncelikle söze, hiç Atay okumamış biri, Atay okumaya bu kitapla başlayıp da kitabı yarım bırakma gafletine düşmesin diye başlamak istiyorum. Atay'ı okumaya başlamadan önce biraz araştırma yapmak gerekiyor. Nasıl bir dönemde yaşamış, kimlerle birlikte olmuş, kimlerden etkilenmiş vs. Tabii bu durum bütün yazarlar ve kitaplar için geçerli ama eğer Tutunamayanlar'ı okuyorsanız daha da önemli. Onun için şu video buna bir nebze olsun fayda sağlar diye düşünüyorum. youtu.be/ZdmXbXkJBcI Yazıldığı dönem itibariyle de Türk Edebiyatında çığır açmıştır. Tabii o dönemde anlaşılamamıştır bu da ayrı bir ironidir. Yalnız 1970 TRT Roman ödülünü de alıyor. O dönemde böyle bir ödül almış romanın görmezden gelinmesi de başka bir konu. O dönemin sözde aydınlarına da bolca söz söylemiş. Aydın olmak sadece okumak ile olmayacağını, gerçek hayatın, gerçek oyunun, gerçek dünyanın bambaşka kuralları olduğunu anlatmış. Kitabın içinde rastladığım kitapların ve yazarların çoğunu önceden okumuş olmak da beni ayrıca mutlu etti ve tabii ki anlatılanları ona göre yorumlayabilmemi sağladı. Atay ilk dönemlerinde Oscar Wilde ile baya haşır neşir olmuş. Sonrasında Maksim Gorki hayatına girmiş. Tabii ki en sevdiği iki yazar Franz Kafka ve Dostoyevski Bunlar dışında kitapta geçen bazı yazarlar ve kitaplar Panait Istrati - Akdeniz Cervantes - Don Kişot Robert Louis Stevenson - Dr. Jekyll ile Bay Hyde... Kitabın içinde bazı bölümler var ki tam ders niteliğinde. En çok da "Ne Yapmalı" bölümü. Şarkılar ve Şarkıların açıklamasının yapıldığı bölümler ile Selim Işık'ın hayatına bir mercekle bakıyoruz. Tüm detaylarıyla işliyor. Bu bölümde kısım kısım bazı yerler zorlayıcı ve anlaşılmaz geldi. İroni dolu mesajları ise tadından yenmez. Turgut'un devlet dairesine evrak almak için gittiği bölümler ise Gogol ve Bulgakov'un sistemin absürtlüğünü ironi ve hiciv dolu anlatımlarıyla gözler önüne serdiği Müfettiş ve Şeytani eserlerini akla getiriyor. Noktalama işareti olmadan yazılan 76 sayfalık bir bölüm var 14. bölüm. İşte burası tam manasıyla kendinizi vereceğiniz bölüm. Eğer bu bölümü okuyacaksanız bütün işi gücü bırakıp tek seferde okumalısınız. Başka türlü anlam kazanmaz. Kitabın en net tanımı ise yine kitap içinde verilmiştir. "Bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. Sizlere hizmetten şeref duyan yayınevimiz iftiharla sunar: Tutunamayanlar" Kitabı okumaya başladığımda ortalarına doğru aklıma şöyle bir düşünce geldi. Bu kitap bitse de Oğuz Atay'ın en sevdiğim kitabı yine Tehlikeli Oyunlar olacak diye. Kitap bitti yine aynı görüşteyim. Birbirinin devamı gibi görülse de Tutunamayanlar çok daha kapsamlı ve Tehlikeli Oyunlar'a göre daha kapalı. Kapalıdan kasıt anlaşılması güç. Ve ayrıca ironi ve hiciv yönü Tehlikeli Oyunlar'da daha fazla. Oyun kavramı Oğuz Atay'ın hayatının temel noktası. "Hayat bir oyun sahnesi ve bizler oyuncularız..." Ve aklıma direkt Truman Show geliyor. Belki de şu kitabı en iyi anlatacak filmlerden biri. Tutunamayanlar aslında her şeyin farkında olanlar, hassas ruhlu insanlar, hayal ettikleri dünyayı, yaşamı gerçekte bulamayanlar, insanlara tüm içtenliğiyle gönlünü açan ancak yine de hor görülen, anlaşılamayan, dalga geçilen, umursanmayan... Reşat Nuri diyor ya Acımak kitabında; "Arkadaşların nezaketimi, uysallığımı ne gözle gördüklerini anladıktan sonra lâubaliliklerine tahammül edememeye başladım." işte bu evreden sonra işler çığrından çıkıyor. Bunun Tutunamayanlar'la ne alakası var diyorsanız ben de, bu insanlar boşuna bu hale gelmiyor diyorum. Bu evderen sonra insanlara tahammül edememeye başlarsınız, sinirli bir insan olup çıkarsınız, etrafınızda çok kimse kalmaz, anlaşılmama korkusu (aslında bu korku da değil bana göre) ne söyleseniz boşa gidecek hissi oluşur. Çünkü herkes bildiğini okuyordur. Ve bunlara ek olarak da şu alıntıyı bırakıyorum. "Masum insanlara kötülük ediyorlar, gerçek olaylara karşı güvenimizi sarsıyorlar. İnanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. İnsan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz." Benden bu kadar sevgili okuyucu. Atay'ın dünyası seni bekliyor, geç olmadan yolculukta yerini alman dileğiyle. Aslında kafamın içinde yazıya dökemediğim binlerce düşünce dolaşıyor. Zaman zaman kayıplara karışma isteği doğsa da Selim Işık cesareti gösteremiyoruz. Mecbur yaşayacağız. "İnsan korktuğu halde yaşıyor. Bir şeyler yapmak istediği için, korkunun gölgesinde kendini oradan oraya vuruyor. Çok acıklı durumlara düşüyor insan, dostlarım!" Nacizane şu yazımı da bir Tutunamayan olarak şuraya eklemek istiyorum. #38174696 Not: Yoruma yazdım ancak buraya da şu bilgileri eklemek istiyorum. Tutunamayanlar'ın yazıldığı ev twitter.com/sadeceedebiyat/... Bu ev ve romanın ithaf edildiği kişiler hakkında da ufak bir şeyler yazmak istiyorum. Tutunamayanlar'daki Selim Işık Atay'ın Ural adındaki intihar eden arkadaşıdır. Tutunamayanlar'da Ural'ın hatırasına diyerek atıf yapıyor. Ayrıca Tutunamayanlar'da "Sevin için" ve Tehlikeli Oyunlar'da ise Sevin'e diyerek bu iki kitabı da Sevin Seydi'ye ithaf ediyor. Peki bu Sevin Seydi kim ki bu iki kitap da ona ithaf edilmiş. Sevin Seydi Oğuz Atay'ın en yakın arkadaşlarından biri olan Uğur Ünel'in eşi. 1967'de Atay ve Seydi eşlerinden ayrılmışlar ve sonrasında da yukarıda paylaştığım evde yaşamaya başlamışlar. Roman da Seydi'nin desteği ile burada yazılmaya başlanmış. Bu bilgilerden sonra ise Tutunamayanlar'daki Günseli ile Tehlikeli Oyunlar'daki Bilge'nin Seydi olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Roman yazıldıktan sonra Seydi İngilizce'ye çevirisini yapmış ancak o dönemde yayımlanamamış ama yine de yaklaşık 35 yıl sonra İngilizce olarak yayımlanmış. Detaylara indikçe çok fazla şey çıkıyor. Oğuz Atay dünyası çok derin.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
··
1.118 görüntüleme
Semih Doğan okurunun profil resmi
Oğuz Atay severlerin Oğuz Atay ile ilgili yazılarını veya incelemelerini okumak oldukça keyifli oluyor. Fakat bundan daha fazla keyif vereni de kendisini Oğuz Atay'ın bir ya da birkaç yönüyle özdeşleştirip kalemi eline alan kişilerin yazılarını okumak oluyor. Sanırım sen ikinci gruba dahilsin. O yüzden fazlasıyla keyif aldım. Karmaşık bir kitabı o karmaşık yönünden uzaklaştırıp anlaşılır halde sunmak çok zor. Bunu başarmışsın Selman. Eline, emeğine sağlık.
Selman Ç. okurunun profil resmi
Ben de aynı şekilde bu yazıları okumaktan büyük keyif alıyorum ancak sitede dün biraz göz gezdirdim bu kitabın incelemelerine akıllara zarar yorumlar gördüm. 4 puan verenler, 100 sayfada anlatılacak şeyi uzatmış diyenler vs vs. Buradan ikinci dediğine gelecek olursam işte tam da bu yüzden incelemede de yazdım Oğuz Atay ve eserlerini kendinden bağımsız düşünebilmek oldukça zor. Mesela bu kitaptaki kahramanlardan biri olan Selim Işık, Oğuz Atay'ın Ural adındaki intihar eden arkadaşı. Ve 5 kitabını okumuş biri olarak da eserleri ve anlatılanları bağdaştırmadan yorum yapmak da biraz eksik olacaktı. Beni en çok etkileyen kavram ise sürekli vurguladığı oyun kavramı. Onun üzerinden yazmak istedim biraz da. Eksik ama yine de başarabildiysem ne mutlu. Aslında çok da karmaşık değil, okuma bakımından da aşırı zorlamıyor. Sadece okuma zamanını iyi yakalamak lazım bence. Güzel sözlerin için de çok teşekkür ederim Semih.
Necip G. okurunun profil resmi
Selman ellerine sağlık, bir Tutunamayanlar incelemesi okuduktan sonra kitaplığımda yıllardır bekleyen Tehlikeli Oyunlar’ı artık okuma zamanının geldiği izlenimine kapıldım:) Burada benim açımdan netliğe kavuşması gereken sorun şu ki, eve tıkıldığımız ve iyiden iyiye bunaltıcı olmaya başlayan bir dönemde Oğuz Atay okumak doğru bir zamanlama mı? Ancak sürekli bahane ürete ürete aylar yıllar geçiyor hissettirmeden:) Bu da işin başka bir yüzü. Yine de senin yazdıklarından pozitif duygularla ayrılıyorum. Zaten ikna gücü yüksek bir okur olduğunu biliyorum. Bunun çeşitli örneklerini yaşadık geçmişte:) Bakalım bu sefer ne olacak? Selam ve sevgilerimle...
Selman Ç. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim abi, kapıldığın izlenim kesinlikle doğru bir izlenim :) Netliğe kavuşması gereken sorunun cevabı ise; kesinlikle doğru zaman. Belki de bundan iyi bir zamanlama olamaz. Çünkü gerçekten Oğuz Atay okumak için özel bir zaman yaratmak gerekiyor. Hele de Tutunamayanlar için. Ve o zaman şimdi bolca var. Genel bir algı var bu kitaplar için; okuru bunaltıyor, zorluyor vs. gibi, ancak bence tam tersi. İroni ve mizahi yönü bu kadar yüksek bir yazar belki de çok çok azdır. Bu yön Tehlikeli Oyunlar'da daha çok ön plana çıkıyor. Bu bakımdan şu dönemde bence ideal kitaplardan biri. Okuyalı çok zaman olmadı ama çılgınlık yapıp tekrardan mı okusam acaba? :) Artık bahaneye yer yok abi. Ben vesile olmuş olayım. En ksıa zamanda başla bence. Ve okuduktan sonra senin bakış açınla yazılacak olan incelemeyi de sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Pozitif duyguları icraat ile harekete geçirme vakti geldi bence. Bak Oğuz Atay sesleniyor; "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" Saygılar abi, var ol😊
1 sonraki yanıtı göster
Selman Ç. okurunun profil resmi
Tutunamayanlar'ın yazıldığı ev twitter.com/sadeceedebiyat/... Bu ev ve romanın ithaf edildiği kişiler hakkında da ufak bir şeyler yazmak istiyorum. Tutunamayanlar'daki Selim Işık Atay'ın Ural adındaki intihar eden arkadaşıdır. Tutunamayanlar'da Ural'ın hatırasına diyerek atıf yapıyor. Ayrıca Tutunamayanlar'da "Sevin için" ve Tehlikeli Oyunlar'da ise Sevin'e diyerek bu iki kitabı da Sevin Seydi'ye ithaf ediyor. Peki bu Sevin Seydi kim ki bu iki kitap da ona ithaf edilmiş? Sevin Seydi Oğuz Atay'ın en yakın arkadaşlarından biri olan Uğur Ünel'in eşi. 1967'de Atay ve Seydi eşlerinden ayrılmışlar ve sonrasında da yukarıda paylaştığım evde yaşamaya başlamışlar. Roman da Seydi'nin desteği ile burada yazılmaya başlanmış. Bu bilgilerden sonra ise Tutunamayanlar'daki Günseli ile Tehlikeli Oyunlar'daki Bilge'nin Seydi olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Roman yazıldıktan sonra Seydi İngilizce'ye çevirisini yapmış ancak o dönemde yayımlanamamış ama yine de yaklaşık 35 yıl sonra İngilizce olarak yayımlanmış. Detaylara indikçe çok fazla şey çıkıyor. Oğuz Atay dünyası çok derin.
Anna K. okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş.. Hemen okumak istedim
Selman Ç. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ancak ilk Atay kitabı olacaksa pek önermem. İlk olarak Korkuyu Beklerken'i okursanız daha iyi olur. Sonrasında bir Tehlikeli Oyunlar. Bunlardan sonra daha anlamlı olur bu kitap, hem de okuma ve anlamanıza katkı sunar.
1 sonraki yanıtı göster
Özge3 okurunun profil resmi
hem en çok yarım bırakılan kitap listesinde hem de en çok okunan kitap listesinde olması ne kadar çelişkili olsa da şuan okumayı düşündüğüm kitap umarım yarım bırakmam
Selman Ç. okurunun profil resmi
İlk Atay kitabı ise belki biraz zorlayabilir ama yine de bırakmayın derim. İyi okumalar.
5 sonraki yanıtı göster
Hatice Yılmaz okurunun profil resmi
Ben tehlikeli oyunlari geçen sene falan okumustum, bu aralar da tutunamayanlar başlayayım dedim kafam karışıyor ama yarım bırakamıyorum. Yazarın o mustarip ruh hali dediniz ya onu okumayı çok sevdigimd n böyle oluyor sanırım. Bu arada siz de baya iyi inceleyip yazmissiniz 👍
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.