Gönderi

- " (…) Karaköy Gümrüğünde, Tekel Vergisiz Satışlar Mağazası… Sene 1973 veya 1974… Bulgaristan bandıralı bir yolcu gemisinden her seferinde karşılaştığımız, 50-55 yaşlarında bir karı-koca… Gemide, adam piyano çalıyormuş, kadın da şarkıcı imiş… Bizden alış veriş yaparlardı ve ahbaplık ilişkileri içinde bizim çocuklar onlara ufak tefek siparişler de verirlerdi… Bulgar gemisi geldiğinde, kendilerini hiç de belli etmeyen (!) siyasî şubeden polisler de orada arzı endam ederlerdi… Bir seferinde ben de o karı koca ile konuşurken, bana bir "Bulgarca – Türkçe" lûgat getirip getiremeyeceklerini sormuştum… Üzerimde asit kadar haşin bakışlar… Bizim çocuklar, beni dikizleyen adamların benden pirelendiklerini çıtlattılar… "Kaşkaval" dedikleri kaşar veya kaşarı andıran peynirden getirmelerini söylesem mesele yok… Ama lûgat istemek de ne demek!.. Sonradan, o karı kocanın casus olduklarına ve onlarla fazla samimi olmamam gerektiğine dair ikaz da yapıldı!..
Sayfa 295 - 296 İBDA YayınlarıKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.