Gönderi

Tekniğin küresel güce özgü hegemonik özelliklere sahip olduğu bir aşamada, insan yalnızca özgürlüğünü değil, kendi hakkında düşler kurma yetisini de yitirmektedir. Bugün insan, boyun eğdiği makinelerin onun yerini alması nedeniyle, çalışma düzenine özgü işsizliğin çok ötesine geçen zihinsel ve varoluşsal bir işsizlikle karşı karşıyadır. Bu alı şılageldik anlamda teknik bir işsizlik değildir, çünkü bu makinelerin bozulmasıyla ilgili bir konu değil, tam tersine makinelerin böylesine kusursuz olmaları nedeniyle soyu sürdürmenin bile otomatikleştiği bir dünyada yaşamın anlamsızlaşması ve bir işe yaramamasıyla ilgili bir konudur. Bundan böyle başına neler geleceğini tahmin bile edemeyecek durumdaki işe yaramaz insanın ortadan kaybolmadan önce yaşayacağı son evre budur. Aslında bu tıpkı artık farkına bile varmadan boyutlarını içselleştirdiğimiz zaman ve mekân gibi doğal bir kanıta dönüşen bütünsel (dünya ölçeğindeki) bir teknik gerçekliğin başlangıç dönemi olarak adlandırılabilir.
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.