Gönderi

Pek çok şirket hayvanları hiç de hoş olmayan laboratuvar testlerine tabii tutsa da, çelişkili biçimde onları duygusal varlıklar olarak da kabul ediyor. Örneğin ilaç şirketleri antidepresanların geliştirilmesinde düzenli olarak fareleri deney hayvanı olarak kullanıyor. Sık kullanılan bir protokole göre yüz fare (istatistiksel güvenilirlik için) su ile dolu cam bir tüpe yerleştiriliyor. Fareler bitip tükenene dek tüpten çıkmaya çalışıyor ama başaramıyorlar. On beş dakika sonra çoğu umudunu yitiriyor ve çırpınmayı bırakıyor. Etraflarını kayıtsız cam tüpün içinde kalakalıyorlar. Ardından farklı yüz fare daha tüplere atılıp on dördüncü dakikada, umutları tükenmeden hemen önce tüpten çıkartılıyor. Kurulanıp beslendikten ve biraz dinlendirildikten sonra tekrar tüpleri atılıyorlar. İkinci turda pes etmeden önce çoğu fare yirmi dakika kadar çabalıyor. Neden altı dakika daha dayanıyorlar? Çünkü bir önceki turda kurtarılmış olmanın anısı beyinlerinde biyokimyasal salınımları tetikleyerek farelere umut veriyor ve çaresizlik hissini geciktiriyor. Eğer bu kimyasalı diğerlerinden ayırt edebilirsek insanlar için antidepresan olarak kullanabiliriz. Ancak farelerin beyni her an sayısız kimyasal akışa ev sahipliği yaparken doğru kimyasal bileşeni nasıl ayırt edeceğiz?
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.