Gönderi

Bizim ders kitaplarımız, gerek ortaokul gerek lisede, Türk edebiyatı konusunda çok zayıf. Güzelim tasavvuf edebiyatı anlaşılmaz hale getirilmiş sözlerle ve asla pedagojik incelikler taşımayan bir üslupla takdim edilirken; Batı dünyasının ürünleri, özenle ve bizi özendirmek için, inceliklerin altı çizilerek sunuluyor. Amerikan edebiyatı ciltlerce okutuluyor. Bu büyük bir eşitsizlik, büyük bir dengesizlik. Kendi muhteşem klasiklerimizi kavrayamadan modern edebiyata dalmanın ne büyük çöküntülere sebep olacağını çok sonradan fark edeceğim. Virginia Woolf, James Joyce, Kafka, Camus, Sartre okumaya başlıyorum... Çünkü, bunları okumak modern bir aydının olmazsa olmazı; öyle şartlandırıldık. Ben çok fazla Sait Faik okurdum. Sait Faik'in yalnızlığı ile, onun yalnız dünyası ile büyük bir özdeşlik kuruyordum. Babam bir gün göz gezdirdi okuduklarıma ve bu menfi herifleri neden okuyorsun diye kızdı bana. Sait konusunda müthiş bir tutkum vardı. "Alemdağ'da Var Bir Yılan" hikâyesi beni kalbimden vururdu; okur okur ağlardım. Daha sonra Kafka ve diğerleri... Nihilist eğilimler bilhassa Batı Avrupa intelijansiyasına has bir telakkiyi dünyama taşıyor. Mutluluk bir burjuva illüzyonudur. Mutluluk banal bir şeydir, bayağıdır.
Sayfa 69
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.