Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Peride Celal'in geç gelen mektubu...
1k'nın nitelikli okuma etkinlikleri hayatımıza yeni yazarlar, yeni kitaplar ve yeni kitap dostları kazandırmaya devam ediyor... Geçenlerde akışa hızlı hızlı göz atarken parmaklarım
L Büşra A.
L Büşra A.
'nın başlattığı
Peride Celal
Peride Celal
etkinlik iletisinin üzerinde durdu birden... https://1000kitap.com/peride-celal-yonsel-okuma-etkinligi--1535115 Peride Celal ismine aşinalığım var ama hepsi o kadarla sınırlı... Herhangi bir kitabını okumadım, ne tür kitaplar yazar bilmem, hayatta mıdır değil midir bilmem... Sonra ileti metnini okurken şaşırdım açıkçası... 1916 doğumlu yazar. 2013 Haziranında 97 yaşında vefat etmiş... 14-15 kitap yazmış hayatı boyunca... Aşk romanları, öyküler ve diğer türlerde romanlar... Hayatının bir kısmı yurt dışında geçmiş.
Üç Yirmidört Saat
Üç Yirmidört Saat
romanıyla Sedat Simavi Vakfı'ndan Edebiyat Ödülü kazanmış... İşin bu tarafı, her yerden bulup okuyabileceğimiz biyografi kısmı... Ancak Büşra bir de şöyle bir alıntı eklemiş iletisine; "Peride Celal, kendisi için hazırlanan armağan kitapta, Selim İleri’ye verdiği mülakatta “Durmadan bir kenara itildim,” diyor. “Benim en büyük acım bu olmuştur. Ne yaparsanız yapın, itiyorlar.” İşte bu alıntıyı okuyunca sanki bu cümle Selim İleri'ye değil de benim yüzüme söylenmiş gibi irkildim... Ömrünü edebiyata vermiş bir yazar için eminim ne zordur şu cümleleri kurabilmek... Hatta bunları hissetmek... Kendisini kenara itenler kimler bilmiyorum... Zamanında neler yaşandı bitti bunu ayrıca derinlemesine araştırmak lazım... Ancak Peride Celal'i kenara itenler bunu o kadar iyi başarmışlar ki, bu kadar üretken bir yazarın bu kadar az duyulup az bilinir olması bir tesadüf olmasa gerek... Bir okur olarak bize düşen sorumluluk biraz da bu kenara itilen yazarların ellerinden tutup onlara tekrar hak ettikleri değeri vermek (en azından çabalamak) değil mi? İşte Büşra'nın başlatmış olduğu etkinlik, bana aynı zamanda bu fırsatı sunmuş oldu ve davete icabet etmek kaçınılmaz oldu... Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ederim... ---------------------------------- Biraz romantik bir giriş olduğunun farkındayım:) Dışarıda gök yarılıp duruyor kaç gündür... Belki yağmurun ve ciğerimize çektiğimiz toprak kokusunun ılımanlaştırıcı etkisidir kim bilir? :) O zaman hemen Peride Celal'in 'Mektup'una geçelim ve biraz da kitaptan bahsedelim... Kitap 1994-95 yıllarında yazılmış dört öyküden oluşuyor. Yani yazar bu öyküleri yazdığında elimizdeki hesaba göre 78-79 yaşlarında... Eğer bir bilgi eksikliği ya da matematik hesabında bir yanlışlık yoksa gerçekten üzerinde 5-10 dakika durup saygıyla karışık hayret duygusunu tam bu noktada yaşamak gerekiyor bence... Tabii öykülerin içeriğini bildiğim için bu hayret duygusu bende daha coşkulu bir biçimde yaşanıyor haliyle... Mesela kitabın son öyküsü 'Kaçak'ta 16 yaşındaki bir kızın iç dünyasına, hayallerine, hayal kırıklıklarına ve bunalımlarına sokuyor bizi yazar... Bir anda 60 yaş gençleşip ve zamanı da geriye sarmadan, tam da bugünün 'kafa yapısında' yapıyor bunu... Kitabın ilk öyküsü 'Böcek', bir psikiyatrist ile hastası arasında yaşananları konu alıyor. Biz psikolojik vakaların sebeplerinin çok derinlerde olduğunu düşünürüz genelde... Ancak doktor birkaç küçük taktiksel denemeden sonra kapıyı açmayı başarıyor... Bu öykü bana göre güçlü başlıyor ama zayıf sonlanıyor. Zayıftan kastım, öykünün finali biraz yaratıcılıktan uzak geldi bana... Kitabın üçüncü öyküsü 'Koşucu'yu çok beğendim... Burada kan bağı denilen şey bir aileyi, bir anne-kızı mesela, ne kadar birbirine bağlıyor sorusunu soruyoruz bir yandan... Aileye sonradan dahil olan bir adamın hayat hikayesi sorduruyor bu soruyu bize... Diğer yandan ise darbelerin memleketimizi darp ettiği bir ortamda 'insan olarak yaşamayı' kendine ve çevresine misyon edinen adamın (az önceki ile aynı adam) hayatının diğer yüzüne tanık oluyoruz. Kitabın ikinci öyküsü olan ve aynı zamanda kitaba adını veren 'Mektup' adlı öyküyü özellikle sona bıraktım... Zaten öyküden ziyade, novella dediğimiz türe daha yakın bir metindi. Kitapta en çok etkilendiğim öykü bu oldu. Eşini yeni kaybetmiş burjuva bir babaya yurt dışındaki oğlundan gelen bir mektup adını vermiş bu öyküye... Öykünün konusuna girmek istemiyorum burada... Çünkü okudukça kendini açan bir öykü Mektup... Zaten konusu bir tarafa, öykünün kurgusu, dili, karakterlerin gerçekle bağı ve finali ayrı ayrı çok başarılı işlenmiş... Öyküye dışarıdan, bir tabloya bakar gibi baktığımızda yazarın tüm bu meziyetlerini ayrı ayrı tahlil edebiliyorsunuz... Kadın bir yazarın, erkek bir karakteri, iç dünyasıyla birlikte, bu kadar detaylı ve gerçekçi yazabilmesi beni hem şaşırttı hem de hayran bıraktı. Bir erkek yazarın bir kadın karakteri bu denli derin yazmasına denk geldiğimde de aynı şekilde hayran kalıyorum. Aklıma ilk Balzac'ın Vadideki Zambak eseri geldi hemen... Düşünsek başka örnekler de buluruz tabii ki... Mektup adlı bu öyküyü biraz da modern dönemde yazılmış bir Tolstoy öyküsü gibi okudum... Hem karakterin iç monologları, hem dış dünyada yüzüne taktığı maskesi, karısıyla ilgili düşüncelerinde 'Kreutzer Sonatovari' sinsi acımasızlık ve daha pek çok detay 'dede'nin adını sık sık andırdı bana öykü boyunca... Hülasa, Mektup'un her açıdan değerli ve çok daha fazla okunması/bilinmesi gereken bir öykü olduğunu düşünüyorum... ----------------------------- Ben Peride Celal ile hayatın güzel tesadüfleri ve 'domino effect' dediğimiz o muhteşem etkileşimi sayesinde geç de olsa tanışma şansı elde etmiş oldum... O artık benim için kenara itilmiş bir yazar değil... Bize zamanın bir köşesinden yazdığı o zamansız 'mektubu' umarım her bir okur dostuma günün birinde ulaşır.... Hepinize keyifli okumalar dilerim...
Mektup
MektupPeride Celal · Can Yayınları · 2009168 okunma
··
552 görüntüleme
Neşe okurunun profil resmi
Varken değerini bilmemek; en büyük kusurlarımızdan biri değil midir? Maalesef ben de tanımıyordum Peride Celal’i. Bir yanımızda genç yaşlarda ununu eleyip, eleğini asmış, üretmeyen insanlar var, diğer yanımızda 80’li yaşlarında bile üretmekten, yazmaktan vaz geçmeyenler. Yazarı saygıyla anıyorum. Kitabı tanımamıza aracı olan
L Büşra A.
L Büşra A.
ve inceleyip aktaran
Necip G.
Necip G.
,her ikinize de ayrı ayrı teşekkür ederim. Necip Bey, elinize sağlık. Okuma listeme ekledim.
2 önceki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkürler Neşe hanım. Yani baktığınızda Peride Celal hayatı boyunca Sait Faik’ten Peyami Safa’ya, Nazım Hikmet’ten Yakup Kadri’ye kadar muhteşem bir çevrede yetişmiş. Bu insanlarla çok sıkı dostluklar kurmuş. Bu isinlerin hepsi de zamanında hakkını teslim etmiş Peride Celal’e... Ancak kopuş nerede olmuş, neden yazarı küçük bir azınlık tanıyor o kısım boşlukta... Peride Celal ve onun gibi dışarıya itildiğini düşünen dönemin tüm yazarlarını ayrıca keşfetmek lazım. Keyifli okumalar dilerim... Sevgiler...
L Büşra A. okurunun profil resmi
Abi, sen katılınca şaşırdım aslında hiç beklemiyordum, Peride Celal Etkinliği yapsam mı,yapmasam mı? düşüncesindeydim bir an karar verip başlattım etkinliği...Bende başladım bu kitaptan,henüz bitirmedim. Başarılı gidiyor gibi... "Peride Celal, kendisi için hazırlanan armağan kitapta, Selim İleri’ye verdiği mülakatta “Durmadan bir kenara itildim,” diyor. “Benim en büyük acım bu olmuştur. Ne yaparsanız yapın, itiyorlar.” bu paylaştığım alıntıdan bende çok etkilendim. Bir kenara itilmek ne onu bilmiyorum,ama büyürken çok sıkıntı çekmiş, yazarı araştırırken öğrenmiştim. Yazar aslında esprili neşeli biriymiş tabii. Ne kadar neşeli olsa da içinde ne fırtınalar kopuyordu kimbilir. Abi duygulu inceleme güzel olmuş. :) Emeğine sağlık. Katkın, tanıtımın ve değer verip katıldığın için teşekkür ederim. Bir daha ki az bilinen yazarda buluşmak dileğiyle... :)
Necip G. okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim Büşra, Peride Celal'i tanıma fırsatına vesile olduğun için... 'Büyürken çok sıkıntı çemiş' kısmını öykülerinden de az çok çıkartabiliyoruz aslında... Aile konusunda içinde kalan bir şeyler olduğunu seziyorum. İlişkiler yönünden zayıf aile temelleri öykülerinde çok baskın... Dediğin gibi, bizi geç de olsa yeni keşiflere götürecek yeni etkinliklerde görüşmek üzere:) Selam ve sevgilerimle...
Osman Y. okurunun profil resmi
Dostum sen hep yaz , bize ayrıntıları öyküleştirerek anlat lütfen bolca , mesela çay içmek hakkında düşüncen uygulamaların nedir gibi yeter ki anlat :)
Necip G. okurunun profil resmi
:)) Değerli dostum çok teşekkür ederim. Her zaman güzel bakarsın, güzel görürsün... Desteğin ve samimiyetin için ayrıca teşekkürler... Çay içmek hakkındaki düşüncelerimi ilk fırsatta karşılıklı çay içip sohbet edeceğimiz güne bırakıyorum:) Selam ve sevgiler...
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.