Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dünyanın en zeki insanı değilim ama ülkemizdeki korkunç derecede aptallık seviyesini algılayacak kadar zekiyim. İletişim kurmakta çok fazla zorluk çekiyoruz; mantık ile değil, duygusal olarak anlaşmak tek alternatif. Örneğin 20 senelik iktidarın insanların dini duygularına hitap etmesi gibi, fabrikaları, gelir kaynaklarımızı, topraklarımızı satarak mantıktan uzaklaşıp, özellikle seçim zamanında halkın coşku duygusunu, minnet duygusunu tepe noktalarına çıkarıp bu duyguları kullanarak seçim kazanmak için beton kütleleriyle görsel şov yapmaları gibi. Mantık yoktur; böyle bir kitleden; gelir kaynaklarımızın, yapılan inşaatlarla kıyaslanamayacak kadar önemli olduğunu, ağırlığın üretime verilmesi gerektiğini ve satılmaması gerektiğini!!...Bunun enflasyona, dolara, tüketime olumsuz yönde yansıyacağını, beton kütlelerinin doları ve enflasyonu düşürmeyeceğini, yerin üstüne yapılan yatırımlarla minnet duygusuyla hareket etmek yerine, hizmet etmesi amaç edilerek seçilen bir iktidarın yol yapma ve “ihtiyaç kadar” inşaat yapma gibi bir zorunluluğunun zaten olduğunu, köprüden bile geçiremeyecek bir hayat pahalılığında köprünün bir hiç hükmünde olduğunu vb. düşünmelerini bekleyemiyoruz. Yavaş yavaş malı mülkü erirken, eskiden bir asgari ücretle ev geçinir ve şuanki asgari ücretle tek bir kişi bile geçinemezken o, iktidarın hitap ettiği, faydalandığı minnet ve coşku duygusunu ortaya koymaya devam eder. 20 senedir, akla, mantığa seslenen bir iktidar olmadı, tek bir kere bile bunu yapmadı. Varsa yoksa duygulara hitabet; şiirler okumak, özsözler okumak, dini terimler kullanmak, Allah demek, kuran okumak, Eyyy.. diye başlayıp ses yükseltmek, süper güç olacağız demek, küresel çapta bir marka olacağız demek vb. sayısız örnek bulunuyor! Yani mantık diye bir şey hiç olmadı, saf duygu deryası var. Mantıksızlığa sadece tek bir örnek: Eğitimin vaziyeti! İş bulamam diye üni okumaktan çekinen, yüz binlerce öğrencinin sınavlara kendini daha verimsiz hazırlamaya başlamasını sağlayan yaşam koşullarını getirmelerinden bahsetmiyorum bile! Saray rejiminin, sizin eğitiminizle, refahınızla, mutluluğunuzla, birlik olmanızla hiç bir ilgisi yok! Hiç olmadı! Kaldı ki bu bir öngörü değil, bizzat bugünün Türkiyesi!! Eğer o gözlerini tünelden, yoldan ve köprüden alırsan, koca Türkiye’nin ve Türk halkının, tünel, köprü ve yoldan çok daha fazlasını hakettiğinin, ne kadar çok şeyin eksik olduğunun ve yanlış giden sayısız faktörün farkına varırsın sanırım!!! Bin bir emekle ettiğimiz mücadelenin, dünyada eşine az rastlanır azmimizin karşılığının beton kütlelerinden ibaret olmadığını fark edersin sanırım! Seçim kazanmak için inşaat yapan, halkın tüm parasını, kara gün akçesini bile harcayıp sömüren ama o inşaatlara bakıp “Adam yapıyor” deyip doğru düzgün faydalanmadığın halde bile, köle zihniyetinle senden daha iyi durumda olanların faydalandığının resmi var kafanda sadece!! “Arabalara bak, ne kadar lüks” diyorsun, “demek ki para var” diyorsun! Senin araban lüks mü? Senin alabilecek durumun var mı? Niye kendinden ya da tanıdıklarından, çevrenden örnekler vermiyorsun da sokaktaki arabalardan örnek veriyorsun?! Niye aptal durumuna düşerim diye oradan buradan şuradan söyleyecek bir şeyler bulmak için çırpınıyorsun bu kadar?!! Bu zamana kadar doğruyu görememiş olduğunu farketmenin acısı çok mu büyük olur?! Nefretle, siyasi ağızla, hele ki onların seni etkilemek için yaptıkları konuşmalarının ağzıyla konuşmak yerine hayata şöyle bir objektif yaklaş; market fiyatlarına bir bak, üretimsizliğe bak, azıcık bi dene bunu! İktidarın başında tanımadığın bir varmış gibi davran. Kendini kandırmaktan vazgeç, belki 18 yıldır enjekte ettikleri, kendini sizden gibiymiş gibi gösterip, bir yandan herkesi ürün veren çiftlik hayvanı gibi kullanan bu iktidarın zehrinden arınırsın!! Kimine saman verdiğini, kiminin ise etini butunu bi güzel midelerine indirip kemiklerini etraflarındaki çoban köpeklerine attığını anlarsın belki de!!! Diyorlar ki “Uçuyoruz” evet, gayet doğru uçuyoruz; ayaklarımız artık yere basmadığından, artık hafiflediğimizden iktidarın fırtınası hepimizi kasıp kavurarak bir oraya bir buraya savuruyor!!! Evet... maalesef ki, özellikle ülkemizde/Ortadoğuda mantıklı konuşursan kaybedersin, duygulara hitap edersen kazanırsın. Ülkemizi seviyorum ama insanlarını sevemiyorum, nasıl sevebilirim ki? Bir hayvanın kendini geliştirebilme niteliğinin olmadığını biliriz, dolayısıyla, tamamen bir hayvan olmasını yadırgamayız, severiz, sevimli gelir, insandan daha acizdir. Eğer hayvan konuşmayı biliyor olsaydı, bizim tüm dediklerimize muhtemelen karşı çıkardı, aksi şeyler söylerdi; bu size pek çok kişiyi hatırlatır. Şu an bilge veya bilge sayılabilecek, en azından bulunduğu cehaletin ortasında diğerlerine kıyasla bilge gibi kalanlar; çoğu zaman konuştuklarına karşı çıkanlarla karşılaşıyor, tıpkı konuşmayı söken hayvan gibi...
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlar
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Sefiller (Kutulu 2 Cilt Takım)
Sefiller (Kutulu 2 Cilt Takım)
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın Kamburu
Oblomov
Oblomov
Ölünceye Kadar
Ölünceye Kadar
Karamazov Kardeşler
Karamazov Kardeşler
İki Şehrin Hikayesi
İki Şehrin Hikayesi
Gurur ve Önyargı
Gurur ve Önyargı
Satranç
Satranç
Amok Koşucusu
Amok Koşucusu
Anna Karenina
Anna Karenina
·
38 görüntüleme
Serhat Açıktepe okurunun profil resmi
Silivri ye gitmek istemiyorum ama duygularıma tercüman oldunuz ve çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz okurken ülkemin özeti bir anda gözümün önünden akıp geçti 🤔
Poseidon okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim
Serhat Açıktepe okurunun profil resmi
Rica ederim hocam aslında ben size teşekkür ederim bu güzel üslup ve tarz ile bizi bişgilendirdiğinşz için size minetaarım şahsım adına
Poseidon okurunun profil resmi
Est. Arada rahatlamak için içimden gelenleri yazıyorum. İçimizde biriktirerek kendimize çok zarar veriyoruz. Telefonumda yüzlerce buna benzer yazı var diyebilirim, yani ne kadar dolduğumu tahmin edebilirsiniz. Ama çok azında sakin kalmayı başarabiliyorum. Dolayısıyla hepsini paylaşamıyorum.. Düşünceleriniz mutlu etti, teşekkür ederim. Keşke işe yarasa yazdıklarımız, benim gibi binlerce kişi yazsa da sonucun değişmemesi üzücü...
Serhat Açıktepe okurunun profil resmi
Evet bu konu hakkında yanlış düşündüm ise düzelttin toplumsal anlamda nitelikli birey nitelikli okur ve nitelikli insanların bir şekilde farklı uygulamalar ile yerlerinin gasp edilmesi ve bunun yerine gelen yeni toplumsal kitlenin düşünenden çok itaat eden sorgulamadan çok zihnine hapsolmuş fikirleri popülist söylemler ile dile getiren kitlenin alanında yetişen bireylerin yok olmasına sebebiyet vermesinden dolayı üç dört mantıklı düşüncenin de dışlanıp yok edilmesine neden olmasından dolayı kalan bireyleirn kendi dünyasında haykırıp dışarıya karşı suskun olmasının temel nedenidir diye düşünüyorum
Poseidon okurunun profil resmi
Aslında kendilerinden üstün olanlara karşı, cahilliklerinin altında ezilerek, okumuşların çok uzağında ve tek bir noktada söz hakkı olduklarını bildikleri siyaset alanında sesini çıkarmayı seviyorlar. Sesini başka nasıl duyurabilirdi ki? Ne anlatarak? Neyi öğreterek? Kimin gözünü açarak? İşte bu yüzden destekleyenlerin büyük bir kısmı kendileri gibi ezilen okumuşları görmek istiyor. Biz desteklesek, mutlu olsak bu kez de destekleyenler, desteklemiyor olacak, öyle bir fakir zihniyetten bahsediyoruz. Böyle zihniyeti olanlar bile olduğu bir toplumumuz var. Bin bir parça çürümüş tür grupların bir araya gelip oluşturdukları toplum Akp seçmenleridir, kısaca...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.