Gönderi

Uzun uzun Türklerle Ruslar arasında yaşanan savaşların tarihçesini anlatan Atsız, Ruslarla Türklerin savaş meydanlarında 278 yıl içerisinde tam 14 kez karşı karşıya geldiklerini ve bunun yaklaşık olarak her on dokuz yılda bir savaşmak anlamını taşıdığını söyler ve ekler: "Dünya tarihinin son üç asrında başka bir millet gösteremezsiniz ki 19 yılda bir çarpışmış olsunlar." Bu savaşların Anadolu'nun her köşesine Rus düşmanlığını kazıdığını, Türkçede Moskof sözcüğünün "hain, kötü" manasını aldığını belirten Atsız, Türklerin milli mefkuresi söz konusu olduğunda, '"Türk'e sevgi'nin yanına 'Moskof'a kin'i de yerleştirmeğe mecbursunuz. Türk'ü sevmek demenin Moskof'a düşmanlık demek olduğunu, Türklüğe tapınmanın içinde Moskof'a kinin mündemiç bulunduğunu bilmek için derin bilgiye ve tefekküre lüzum yoktur." der. Atsız'a göre bu düşmanlık hiç bitmeyecektir. Çünkü "hilkat bizi zıt yaratmış, tarih düşman olarak yetiştirmiş, coğrafya bizi toprağa çarpışsınlar diye yerleştirmiş"tir. Atsız, Türklerle Ruslar arasındaki karşıtlığı, Türklerin milli adlarını taşımalarına mukabil, Rusların isimlerini Normanlar'dan aldığı, dolayısıyla kendilerine ait bir geçmişleri olmadığı, Türk sözcüğü "kuvvet" veya "medeni-türeli" anlamına gelirken Slav'ın "köle" anlamına gelmesi, Türklerin Farabi gibi bir ismi yetiştirmiş olmalarına rağmen, Rusların Deli Petro'ları ve Korkunç İvan'ları yetiştirmiş olduğu gibi aslında hiçbir anlamı olmayan argümanlar üzerine inşa etmeye çalışır.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.