Gönderi

Müslümanların asrîleşmiş neslinde görülen ahlâk zaafını, akla değer verilip kalbin ihmâl edilmesine bağlamak doğru değildir. Bu za’fiyet, âhiret hayatına yeterince itikad edilmemesinden doğmaktadır. Zira bunca kötü amel, ancak, fâsid aklın emrine giren akîdenin bozulmasıyla izah edilebilir. Eğer bu kişiler, akıllarını düzeltmeye önem verirlerse bu, onları doğru akîdeye ulaştıracak,81 o da kişinin ahlâkî yükselişine vesile olacaktır. Nitekim Kur’ân’da Cehennem ehlinin ağzından hikâye edilen, “Onlar ‘bize gelen peygamberlere kulak verseydik yahut akl-ı selimle hareket etseydik şimdi bu azgın ateşte yananlar arasında olmazdık!’ dediler”82 âyeti de akıl-amel irtibatına, aklın kişiye fısk-ı fucürdan uzaklaşmayı emrettiğine ve aklin amelsizlik veya günahla zıt kutuplarda bulunduğuna isaret etmektedir.83
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.