Gönderi

Şeker fabrikası muhasebecisi, «Müzikte, edebiyatta Ruslar gerçekten harika!..» dedi, bacak bacak üstüne attı. «Edebiyatta!.. Evet, tabii!.. Hem ondokuzuncu, hem yirminci yüzyılda devler yetiştirmiş bir edebiyat!.. Tolstoy'dan başka, Dosto-yevski, Gogol, Çehof ve Sovyetler: Gorki, Şolohof...» «Şolohof'u da sayacak mıyız?» «Tabii...» «Aynı iklimden insanlarız, cılız kalmış bizimki!» «Müziğimiz, evet!» «Edebiyatımızda bir patlama var!..» «Şiirde biraz...» «Nâzım'm şiirleri, göçmenliğinde yazdıkları...» «Ne olursa olsun, Kurtuluş Savaşı Destanı, Hikâye-i Karayılan, İnsan Manzaraları; Türk şiirinin yıldızıdır Nâzım...» «Hikâyede Sabahattin Ali...» «Sabahattin Ali mi, Sait Faik mi?» «Sabahattin Ali elbet!» «Sait Faik'in de kendine özgü değil mi tadı?» «Kendine özgü başka!» «Evet, şiirde Nâzım, hikâyede Sabahattin Ali; peki romanda?» «Üç Kemaller'den Yaşar Kemal...» «Kökü toprağımızın derinlerinde, dalları dünyaya açılmış bir edebiyat; yeni, gürbüz; sabrının sonuna gelmiş bir bekleyişin içindedir halkımız... Bu bekleyiş yansıyabilirse romana...»
Literatür YayınlarıKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.