Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Az çoktan fazladır✓
''İhtiyaçlar sınırsız, kaynaklar kıttır''.. İktisada girişin ilk cümlesidir bu. Yalnızca bilimsel bir durum tespiti değil, sanayileşmenin robotlara çevirdiği insanlığın ahlâki çöküntüsünün itirafıdır da aynı zamanda.. İşte bu kitap, yukarıdaki teoriyi kanıtlarcasına ihtiyaçları bir türlü bitmeyen açgözlü dünyalının doğayı yağmalamasına yazarının bir başkaldırısı gibidir. Yeryüzü kaynaklarının devletlerin rekabet enstrümanları olmaları ve ona ulaşmada izlenen yöntem belki endüstri devrimini gerçekleştirmiştir ama Neandertal'lerden bu yana uygulanan kaynaklar üzerindeki eşit ve ortak tasarrufun da sonunu getirmiştir. Ortaya çıkan sosyal sınıflar yeni bir yaşam rekabeti ve beraberinde kaçınılmaz son yozlaşma.. Kitabı incelemeden önce '
Henry David Thoreau
Henry David Thoreau
yu tanımalıyız; yazar ve şair olmasının yanı sıra gelecekte Martin Luther King, Tolstoy, Gandhi, Proust gibi yazar, şair ve düşünürlere ilham veren bir fikir babasıdır da. Köleliğe ve sömürüye karşı sivil itaatsizlik direniş ekolünün de yaratıcısı olup zaman zaman yasalarla başı derde giren silahsız bir 'şövalyedir' Throeau. Makinalaşan toplumla beraber yeni fikir akımlarının da oluşmaya başladığı yüzyılın Transandantalizm, Naturalizm gibi ekollerinin öncülerindendir. Bu ekol 20nci yüzyılın ikinci yarısından sonra bir dönem oldukça benimsenmiş Minimalizmin de ilham kaynağıdır ki minimalizm 1960'lı yıllarda kısa bir süre yaygınlaşan ve azla yetinmenin, sade yaşamanın bir yaşam tarzı olarak uygulandığı 'Less is more' (az çoktan fazladır) akımının felsefi altyapısının dayanağıdır. Aslında bir sanat akımı olarak ortaya çıkıp sonradan bir yaşam felsefesine dönüşen minimalizm özetle sadeliği, basit yaşamı önerir. Kolay yaşama alışanlar için zor bir mesajdır, daha çok basitin içindeki derinliği yakalamayı seçenlerin yoludur ve zor olanı tercih eder çünkü kaygısızdır, kendi erdemi içinde kaybolurken anlaşılmayı da beklemez.. Eğer bu satırları okuyorsanız İnto The Wild filmini mutlaka izlemişsinizdir, bu akımı yaşam tarzı olarak benimseyen, baştan sona evrensel ahlâk mesajlarıyla adeta ikinci bir Throeau yansımasını izledik o filmde Alex karakteriyle. İzlemeyenler için buraya filmin fragman linkini bırakayım. youtube.com/watch?v=Nkncp5C... Elbette o filmin senaryo dayanağı olan
Yabana Doğru
Yabana Doğru
kitabı ve yazarı
Jon Krakauer
Jon Krakauer
e bir selâm çakmadan da geçmek olmazdı, henüz okumamış olanlara önerimiz olsun..
Walden
Walden
'a gelince.. Kitap Throeau'nun ormanda geçirdiği belli bir süreyi anlatmakla birlikte, uzun yıllar sonra ortaya çıkacak olan ve basitçe minimalizmi de öneren alternatif bir erdem seçeneği sunar, ana tema doğa ve insandır. Doğayı hiç göremediğimiz, anlayamadığımız kadar iyi tanır ve tanıtır, karakter analizlerinden bol bol nasibini alan insanı hedefine alır, iyi eleştirir ama.. İyi de tanır insanı Throeau. Uygarlığın kişiliklere verdiği tahribatı çok iyi analiz ederek, doğal kaynaklara ulaşma ve sahip olma hırsının köleleştirdiği tavırları iyi yakalar, kitapta bir çok karakter analizi yaptığını görecek ve ona hak vereceksiniz. Yükselen yozlaşmaya karşı kaybolmakta olan değerlere tutunmak adına doğaya saygı, azla yetinmek ve elindeki ile mutlu olmaktır Throeau'nun kaygısı, bu erdem arayışı onu New England ormanlarının Walden gölü yanında bir kulübede münzevi bir başkaldırıya sürükler. Orada geçirdiği bir kaç yıl doğanın cömertliğinin bütün insanlık için harika bir kaynak olduğunu göstermesi açısından gerekli anı ve kanıt biriktirmesi için yetecektir. Bizim bakıp da göremediğimiz kadar derin bakışlarla anlatır doğayı.. ' ''Ben burada kimseyi benim yaşadığım gibi yaşamaya ikna etmeye çalışmıyorum. Bunun tam tersine ben, insanların dünyada birbirlerinden olabildiğince farklılaşmasını istiyorum..'' açıklaması, tekdüze yaşayan insanlara ''daha iyisini yapabilirsiniz, bir yol var..'' mesajıdır. Ormanda kazandığı bazı tecrübelerine değineyim, doğadaki seslerle çok ilgilidir örneğin; aynı kaynaktan gelen seslerin gece ve gündüz anlam farkına kadar bir ayırdın içindedir. -sesler gece, gündüz olduğundan daha hızlı ve net algılanır ki bu durum beynimizin bir algı oyunu değil, ışığın ses kırılmasına neden olan bir etkisidir- Throreau bu ayırdını içinde bulunduğu şartlarda çevre kontrolü avantajına o kadar güzel çevirir ki bu, insanlığın doğadan uzaklaştıkça kaybettiği yeteneklerine harika bir örnektir. Aynı yeteneklerini iz sürmede, karanlık ortamda görüntü okumada, yaban hayvanlarının ses değişimlerinden anlam çıkarmada ama tüm bunları hayata tutunmaktan öte doğanın güzelliğini ortaya çıkarmak için yapar.. Kitap onun doğa gözlemlerinin harika örnekleriyle dolu. Kitabın sunuş şekli onun ne kadar iyi bir şair olduğunu da kanıtlar, betimlemeler, analizler, idealin ortaya konması ileri sürdüğü fikirlerin haklılığını görmemizi sağlar aynı zamanda. İdeal ortaya konurken erdemi yakalama çabası kutsanır bazı alıntı dizelerle.. Mutluluğu paylaşmada arar, bencillikten her zaman kaçınır.. İçinde bulunduğu basit kulübenin bir çok ziyaretçi tarafından sadece merak konusu olduğu için ziyaret edilmesi ve ona; ''burada ne yapıyorsun?'' sorusu ile tepki verilmesine karşı onun bilgece bir tebessümle verdiği cevaplar bir ders niteliğindedir..
Sokrates
Sokrates
bir yerde ''Yalnızca işsiz olanlar değil, daha iyi işler yapabilecek olanlar da başıboştur.'' demiş, onun bu felsefi önermesi ile Throeau duruşu arasında müthiş bir kesişme vardır; Throeau da bir işi olan, çalışan insanların 'ne için' çalıştıkları ile ilgilenir ve onları, sürekli çalışıp mutsuzluklarını artırmaktan ve yorucu bir kısır döngü içerisinde hastalık üretmekten başka bir işe yaramayan 'makinalaşmış başıboşluklarına' karşı ''#80453952'' önermesi ile değerlendirir. Throeau belki münzevi bir yaşamı benimsemiştir ama aslında fikirdaş olarak döneminin yalnızı değildir; endüstrileşmenin ve uygarlığın insanoğlunu doğadan ve öz değerlerinden uzaklaştırması onun gibi düşünen doğa tutkunu yazarların ortaya çıkmasına da neden olan bir dönemdir onun dönemi.. Jack London, Nicholas Chamfort, John Muir gibi herbirinin kendi başkaldırış ve özgürlük arayışını yansıttığı, mutluluğu doğada arayan doğa bilimci ve yazarlar da ileriki kuşaklara ilham verecek eserler bırakırlar.. Malesef artık günümüzde yaban hayatının sunduğu fırsatları bir yaşam tarzı olmaktan çıkarıp korkunç bir hızla tüketim çılgınlığı yaşayan insanlığın topyekün çıldırdığı bir devirdeyiz. Evet, insanoğlu belki yakın bir gelecekte makinaları akılalmaz bir hızla geliştirecek, teknolojik gelişmenin sınırlarını sürekli zorlayarak belki birgün Mars'a yerleşecek ama geride kocaman bir gezegen enkazı bırakarak yapacak bunu. Tüm bu olanlara bakıp, tahmin edebileceğimiz olacakları düşününce 'değer miydi?' sorusunu sormak gelmiyorsa aklına bir insanın konuyu hiç anlamamış demektir. Mesele bilimsel gelişmenin önünde durma konusu değil, bunu yaparken 'yitirdiklerimize değme' meselesidir. Ulaşabildiği her yeri yok eden bir anlayış olduğu sürece, uzayda Mars'ın keşfi, yeryüzünde bir türün yok olması uğruna olacaksa buna 'insanlığın ilerlemesi' mi denir?! (kişisel bir yargı ama bunu yazmalıydım) Bazı kitaplar vardır okurken hemen bitmesini istemezsiniz. Ve bittiğinde bıraktığı tesiri sindirene dek başka bir kitabın içine girmezsiniz. Walden benim için böyle bir kitap oldu. Uzun zaman önce okuma listeme alıp henüz okuyamadığım kitabı okuma fırsatını bana sağlayan değerli bir dostumun hediyesiydi ki yukarıda linkini bıraktığım film ve kitap ile ilgili de çok şey paylaşmıştık onunla ve aynı zincirin bir halkası diyebileceğim böyle bir kitap karşısında neler hissedeceğimi iyi bilir.. Sevgili https://1000kitap.com/Tubiornattubi beni iyi tanıyorsun, düşünmen yeterdi ama sen kütüphanemde olmasından çok mutlu olduğum değerli bir kitap sahibi yaptın beni. Çok çok teşekkür ederim sana can arkadaşım. Alıp başımı gidesim geldi şimdi yine doğaya hadi bakalım :)) Dostlara okuma önerimdir, bu kitap okunup anlaşılmayı bekler. Throeau ve fikir arkadaşlarının çırpınışları iktisat teorisi girişinde asılı sonsuz ihtiyaçları azaltmak adına bir şeyleri değiştirmeye yetmedi belki ama aşındırılacak patika, dere kenarında gölgesinde soluklanacağımız bir akçaağaç ve sesini duyabileceğimiz bir kaç kurbağa halâ var. Bilinmek, ve dinlenilmek isterler, söyleyecekleri var..
Walden - Ormanda Yaşam
Walden - Ormanda YaşamHenry David Thoreau · Zeplin Kitap · 20191,594 okunma
··
370 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Caner the CahilBender okurunun profil resmi
Bir defa yetmedi... 2 defa okudum 😇🍀 Yani buram buram emek kokuyor. Sağol üstad, mutlu ettin bizi ne de olsa paylaşmak mutluluktur. 🙋🏻‍♂️
merih okurunun profil resmi
Eyvallah dostum 🙋🏻‍♂️🤗
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.