Erken olgunlaşan kişi bir bekleyiş duygusu içinde yaşar. Deneyimleri önselci bir nitelik taşır: Sezgici bir duyarlık, imgelerde ve sözlerde, eşyanın ve insanların ancak daha sonra gerçekleştireceği şeyleri yakalıyordur. Deyim yerindeyse kendisiyle dolmuş böyle bir bekleyiş dış dünyadan çekilir ve onunla ilişkisine nörotik bir cilvelilik tonu kazandırır.