Gönderi

Karı-kocanın her davranışı, içinde yaşadıkları yörenin baskısı altındadır. Görenekler, dinsel kurallar giderek kadını her yerde, her zaman ikinci sınıf yurttaş yapmıştır. Bu ayırım, kocası ile olan ilişkisinde de belli olur.
Sayfa 83
··
5 görüntüleme
Yavuz okurunun profil resmi
Nasıl yapıldığını biliyor olsaydım öyle yapardım.
2 önceki yanıtı göster
Adem okurunun profil resmi
Art niyet aramak değil mesele. Aynı konunun birden fazla yorumda bulunmaması için yazdım. Bu konuda fikirler uyuşmayabilir ama her basit eylemin altında art niyet aramam yani :)
1 sonraki yanıtı göster
Yavuz okurunun profil resmi
Binlerce yıldır sözüne, bir tarihçi adayı olarak katılmıyorum. Assur, Hitit ve Sümer metinlerini (ya da kanun maddelerini) incelerseniz, özellikle hukuk anlamında, günümüzde ki 'modern devletlere' emsal olabilecek maddeler olduğunu görürsünüz. Diğer taraftan erkeklerin 'fiziksel üstünlükleri' nedeniyle hem siyasi hem de askeri-politik anlamda önde olmaları, bahsettiğiniz bu 'doğal biyolojik sebebin' bir sonucu olabilir mi? yani söz gelimi, kadınlar daha güçlü yaratılmış olsalardı, güçlerinin bir sonucu olarak daha önde olmayacaklar mıydı? Bu arada kitap tavsiyeleriniz için teşekkür ediyorum. Ecem Hanım'a da burada cevap vereyim. Evet dini metinleri bir bütün olarak görüyorum. Kitabi dinlerin metinleri tek kaynaktandır -bazıları değişmiş olsa da-. Dini kelamları birbirinden bağımsız parçalar ve 'erkek eli ile, kendi eril düzenlerini oturtmak ve kadınları baskılamak amacıyla ve tabi başka pek çok amaç için ortaya çıkarılmış' mefhumlar olarak görüyorsanız, benim sorularımın da sizin kafanıza yatmaması çok normal. Öncelikle 'kadim bir mücadele' (hatta düşmanlık) nazarıyla bahsettiğiniz kadın-erkek ilişkilerine bu şekilde yaklaşılmaması gerektiği kanaatindeyim. Diğer taraftan fiziki gücü elinde bulunduran erkeğin, kadın üzerinde bu baskıyı kurmak için, sizin deyiminizle, neden 'din uydurma ihtiyacı hissettiklerini anlayamadım. Güçlü olan taraf erkekse neden bunu delillendirmeye ihtiyaç duysun? korkacağı bir cehennem bile yokken. yoksa vicdanından mı çekiniyordu?
1 önceki yanıtı göster
Adem okurunun profil resmi
Asur Hitit sümer dönemine dair okumalar yaptım onları kastetmek istemedim. Eksik yazmışım binlerce yıldan itibaren ifadesini semavi dinlerin dönemi olarak güncelleyeyim. Semavi dinlerin de geçmişi 2300 yıla dayanır da yanlış anlaşılmamak adına ifadeyi düzelteyim. Biyolojik sebepleri bunların nedeni olarak görmek bana göre ilkel bir düşünce akıl ve mantığımızı işlevsiz hale getirir bu durum. Toplumsal dayatmalar ve dinlerin eşitsizliğe yatırımları asıl etkenlerdir.
1 sonraki yanıtı göster
Yavuz okurunun profil resmi
Onu anladım. paylaştığınız gönderi de dediğinizi destekliyor zaten. Fakat ben bunun "sebebini" merak ediyorum. Din ve toplum bir erkek olarak neden beni desteklesin ki? İnsanlığa kadınlardan daha "faydalı" olduğumu düşündüğü için mi? Öyleyse nedir bu fayda? Değilse sebep nedir?
Adem okurunun profil resmi
Binlerce yıldır süren bir eşitsizlik durumu bu. Kadınlar erkek tarafından "yetersiz" "saçı uzun aklı kısa" olarak görülür. Aynı zamanda erkeğin fiziksel üstünlüğü gücü ve iktidarı getirir bunlar dini dayanaklarla, siyasi dayanaklarla da desteklenir. O yüzden geçmişte öne çıkanlar, imkan bulanlar, siyasi önder olanlar genelde erkeklerdir. Bu durum hakkında okumalar yaparak daha fazla fikir sahibi olabilirsiniz. #80024404 bu etkinlikteki kitaplara da göz atabilirsiniz.
1 sonraki yanıtı göster
Yavuz okurunun profil resmi
Çok tanrılı dinlerde, ki en bilineni olarak, şu anda hala hukuk fakültelerinde ders olarak okutulan 'Roma Hukuku'na sahip olan ve Roma Devleti dininin, kadını 'insan' yerine dahi koymadığını muhtemelen biliyorsunuzdur. Bu meyanda tanrının yanında bir de tanrıça olması pek bir şeyi değiştirmiyordu. Uphanishadlar da ve vedalara da bakabilirsiniz. Hindistan'da da durum aynıdır. Ayaklanmalardan rahatsızlık duymak meselesine gelecek olursak, şunu tekrar etmem gerekiyor, kadın ve erkek düşman değildir. Eşitsizlik olarak görünenler belki sorumlulukları belirleyen etmenlerdir. Yani biyolojik ve hormonsal farklılığın doğal bir sonucudur. Yani tekrar edeyim, kadın cinsi daha güçlü olmuş olsaydı bugün yine bu tartışmaları yapıyor olur muyduk? Bakın kimse -en azından adıma konuşayım- kadınları düşman ya da öteki olarak görmüyor. Eşitlikse hukuk önünde eşit olmayı tabiki savunuyorum. Ancak günümüzde istenen kadının sözde kaybolmuş hakları değil, tam tahkküm hakkı taleb ediliyor. Ve acıdır ki savunulan argümanlar kadının 'aciz' olduğu vurgusunu yapmadan, ileriye gidemiyor. Bakın bunu sık sık duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum ama eğer eşit isek savaşta da barışta da eşit olmalıyız. İnsan olarak.
Adem okurunun profil resmi
Yeni yorum olarak değil de aynı yorumun altına devam ederseniz daha iyi olur.
1 sonraki yanıtı göster
Yavuz okurunun profil resmi
Bunu anlamıyorum. Dinlerin veya geleneklerin, kadını ötekileştirmekten ne gibi bir çıkarları olabilir? Bunun dine yahut ananeye faydası nedir? Kadına duyulan korku mu yatmaktadır bunun altında yoksa nefret mi? Erkek hegemonyası/şiddeti olarak ele alırsak bunu, bahsedilen mefhumlar sadece erkeklere mi aittir?
Adem okurunun profil resmi
Din ve toplum erkek egemenliğini desteklediğinden dolayı durum bu şekildedir.
Yavuz okurunun profil resmi
Evet tam tahakküm hakkı talep ediliyor. Ve yeni dönem hareketlerinin medyadan ve yazılı basından aktarıldığı şekliyle anlıyor ve yorumluyorum. Zamanınız olmamasına gerçekten çok üzüldüm. Size de iyi günler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.