Gönderi

Genç bir adamken kendini göğsünden vuran, neyse ki hayatta kalan Josef Conrad şöyle yazmıştı: “Zannedersem intihar çoğu zaman sadece ruhsal yorgunluğun sonucudur -zalim bir gücün eylemi değil, mutlak bir çöküntünün nihai belirtisidir.” Birçok kimse için, biriken umutsuzluk dayanılmaz hale gelir; zihinsel sistemin intihan durduran fren balatalannda sürekli bir aşınma vardır. Ölüm hakkında yazan yazarların sık sık yaptığı gibi intiharı -ekonomik başarısızlık, duygusal hayal kırıklığı ve utanç gibi sorunlara “anlaşılır” bir tepki olarak- tasarlamak caziptir, ne var ki bunların ya da benzer sorunların hayatin bir noktasında herkese isabet ettiği açıktır. Eğer insan, hayal bile edilemeyecek kadar can sıkıcı, paylaşacak hiçbir umudunun, kaybedecek hiçbir sevdiğinin olmadığı bir hayat sürmüyorsa, hayati doğumundan ölümüne dek dünyanın dertlerine teğet bile geçmeden bir fanusun içine hapsolmamışsa, kimileri için ölüm “sebebi” haline gelen aynı keder ve sıkıntıları yaşar.
Sayfa 250
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.