Gönderi

Bir gün, aşk büyüleyici ışınlarıyla gözlerimi açtı ve ateşli parmaklarıyla ilk kez ruhuma dokundu . On sekiz yaşındaydım. Selma Karami cazibesiyle ruhumu uyandıran ve beni, günlerin düşler gibi uçup gittiği, gecelerin düğünler gibi geçip gittiği yüce duyguların o cennet bahçesine götüren kadındı . Güzelliğiyle bana Güzelliğe tapınmayı öğretti . Şefkatiyle aşkın sırlarını açtı bana. Sesiyle de manevi hayatın şiirinin ilk dizesini okudu . Hangi erkek, gençliğinin uyuşukluğunu tatlılığı ve saflığıyla korkunç , sarsıcı ve yıkıcı bir uyanışa dönüştüren ilk kadını hatırlamaz ki ? Hangi erkek o tuhaf zamanın hatırasının özlemiyle yanıp tutuşmaz ki ? Hangi erkek kendi dönüşümüne tanık olmak; gizem doğuran kedere rağmen , gözyaşlarına , arzulara ve uykusuzluklara rağmen o tatlı duygularla karşılaşmak için kalbinin derinliklerinin açılıp yayıldığını görmek istemez ki ?
İş Bankası Kültür Yayınları
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.