Gönderi

"Içindeki bütün hayat eriyor, kayboluyor, ölüme doğru sürükleniyordu. Ne kadar uyuduğunu ve ne kadar çok uyumak istediğini fark etti. Eskiden, uykudan nefret ederdi, uyku onun hayatının kıymetli saatlerini çalıyordu o zamanlar. Günde dört saat uyumak, hayatından kıymetli dört saatin eksilmesi demekti onun için. Uykuya nasıl da kinlenmişti! Şimdi ise hayata kini vardı. Hayat iyi değildi; hayatın damağında bıraktığı tat acıydı, ıste onu dehşete düşüren de buydu. Hayatı özlemeyen hayat, bitmeye yüz tutmuş demekti."
Sayfa 492Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.