Gönderi

Zekat, dayanışması ve karşılık garantisi bulunan hayatın hiçbir cephesinde faizci düzenin hiçbir garantisine gerek duymayan bir toplumun ana direğidir. Bizim duygularımızda ve İslam düzeninin uygulanmasına tanık olmayan, bu düzenin imani bir tasavvur, imani bir terbiye, imani bir ahlak esası üzerine kurulduğunu, insan ruhunda özel bir şekilde dokunulduğu­nu, bundan sonra da doğru tasavvurlarını, temiz ahlakını ve yüce faziletlerini yerleştireceği düzenini kurduğunu görmeyen kuşakların duygularında «zekat», bir şaşkınlığa yol açmıştır. İslam'ın "zekatı», faiz esası üzerine kurulu cahili düzenin karşısına koyduğunu, ferdi , gayret veya faizden uzak bir yardımlaşma yoluyla hayatı gelişir ,iktisadı ilerler hale getirdiğini, göremeyenlerdir, bu şaşkınlar. İnsanlığa mal olmuş bu yüce tabloyu göremeyen bu bahtsız kuşakların hissinde bu tablo şaşkınlık uyandır­mıştır. Bu bahtsız kuşaklar, faiz esası üzerinde yükselmiş materyalist düzenin çukurlarında doğmuş ve yaşamıştır. Cimrilikten, birbirini yemekten, ferdiyetçilikten, insanların vicdanlarına egemen olan ve malın muhtaç olanlara ancak aşağılık faizle aktarılmasını öngören bencillikten başkasına tanık olmamıştır bu kuşaklar. Onların tanık oldukları bu düzenler insanları bir mal birikimi olmadıkça veya mallarının bir kısmı ile faizci sigorta kurumlarına ortak olmadıkları sürece hiçbir garanti ve güvenlikleri olmaksızın yaşamak zorunda bırakmıştır. Bu düzenler, faizci yollarla elde etmediği sürece, sanayi ve ticareti, kendilerini ayakta tutan malı elde edemez hale düşürmüştür. İşte bu bahtsız kuşakların duygularında, bu faizci düzenden başka bir düzenin bulunmadığı, hayatın ancak bu temel üzerine kurulacağı kanısı yer etmiştir.
Sayfa 225
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.