Hiç unutmayacağım. Bu toprakların en vefalı çocuğu, bu topraklar için, toprağa düşenlere en ulvî, en muhteşem makberi yapan, yalnız Hakk’a tapan, İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif için, Ankara Halkevi Reisi Ferit Celâl Güven’den halkevi salonunu istemiştik. Akif ismini duyunca tüyleri ürperen Ferit Celâl “Ben demişti, elimden gelse N. Kemal’i dahi halkevine sokmayacağım. Çünkü Namık da İslâmcı idi.” “Git vatan Kâbe’de siyaha bürün, kâinata bu heybetinde görün!” demiş!.. Âkifin Çanakkalesini severmiş. Çocuğuna da ezberletmiş. Amma M. Âkifi oğlundan gizlemiş... Üzümünü ye de bağını sorma! demiş... Ferit Celâl haklıydı. Halkevi ancak maziye sövmek, 6 okçuların putlarını övmek için kullanılan bir yer di. “Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım.” “Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam..."
“Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam” diyen ve bütün milletin mefahirini dile getiren bir seciye ve karakter adamını elbette onlar sevmezlerdi.