Gönderi

BAYAN KAETHE: (Dikiş arasında) Benim bu huyum yüzünden Hannes bazen çok acı çekti. O da bana acı çektirdi. Fakat onun tabiatına karşı gelinmez, bu onun mutsuzluğu olur. (Kısa ve acılı güler.) Hiç ciddiye alınmadı. (İçini çeker.) Gömleği dikerken aklıma bir şey geldi: Bir müessesede çalışan yaşlı bir kadın işçi vardı. Kendi kefenini yıllar önce yapıp dolabına koymuş. Bana da bir kez gösterdi. O zaman çok üzülmüştüm. BAYAN VOCKERAT : Yaşlı, bunamış kadın. (Kısa ara) BAYAN KAETHE (Dikiş arasında) Küçük Fiedler çok tatlı, dün biraz onu havaya kaldırdım ve ona resimleri gösterdim. Bana, "Kaethe hâlâ, kelebek erkek, yusufçuk da onun karısı değil mi?" diye sordu. BAYAN VOCKERAT: (Güler.) BAYAN KAETHE : Sonra göz kapaklarına dokunarak "içerde gözler mi uyuyor" dedi. BAYAN VOCKERAT : Çocuklar bazen çok hassas oluyorlar. BAYAN KAETHE: (İçten bir neşeyle) Sonra hep "kıvılcım" yerine "pıvılcım" diyor. Ben de o an onu hep uyarıyorum. BAYAN VOCKERAT : (Eğlenceli) Pivilcim (Güler.) BAYAN KAETHE : (İşini dizlerine koyar.) Çocukken ne acılar çekiliyor. Hâlâ hatırlarım, küçükken ne zaman bir patates tarlasına gitsem, Tanrı'ya "ah ulu Tanrım, ne olur bir kerecik olsun büyük, ölmüş bir kelebek başı bulayım" diye yalvarırdım. Hiç de bulamadım. (Yorgun doğrulur, oflayarak) sonra daha değişik acılar oldu.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.