Gönderi

Aşk acısı çekmiş biri olarak aşkın kendisine inanmıyor,daha doğrusu nesnesinden ziyade öznesiyle alakalı bir his olduğunu biliyordum. Öyle büyütülecek bir yanı yok yani, hepi topu biçki dikiş meselesi. Kendi ihtiyacına göre biçtiği kostümü elindeki en münasip modele giydirmeye çalışıyor insan. Ait olmadığı bir bedenden sarkıyor haliyle kıyafet. Paçası uygun olsa beli ogurmuyor, omzu denk düşse kolu kısa geliyor. Sonra vay efendim sen onu benim istediğim gibi giyemedin,vay sen beni yeteri kadar sevmedin. Halbuki terzi de modele değil ,diktirdiği elbiseye bayılıyor. O elbise ki kuvvetle muhtemel baştan çizilmedi bile, mesela çocukken bir bayram sabahı babasında gördüğüne yahut görmek istediğine benzetildi. Olsun,aşık olan onu öyle düşünmüyor.
Sayfa 168Kitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.